Karaman 1940’lı yılların başları…

Mâzîden tevârüs eden sıkıntılar, dünyada tesirini gösteren iktisâdî buhran, seferberlik ve tek parti döneminin otoriter anlayışı…

Fevkalâde hallerde[1] Devletin bünyesini iktisad ve millî müdâfaa bakımından takviye maksadı ile İcrâ Vekilleri Heyetine, Millî Korunma Kanununda[2] gösterilen şekil ve şartlar dairesinde vazife ve salâhiyetler verilir. Yani fevkalâde hale, fevkalâde bir kanun…

Neşir tarihi olan 26 Kanûnusânî/Ocak 1940 tarihinden itibaren fırsatçıların[3] kâbusu olacaktır bu kanun.

Kanun mal darlığını, stokçuluğu, tekeli ve fiyat zammını da yasaklamıştır. Karaman Zâbıtası bu hususta fırsatçılara göz açtırmamıştır.[4]

Bakkal Hüseyin E.’nin[5], narhtan[6] fazlaya sâdeyağı sattığı anlaşılınca Millî Korunma Kanununa muhalefetten mahkemeye verildi. Karaman Asliye Ceza Mahkemesi de Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanununa[7] tevfikan ve mevkufen (tutuklu olarak) yapılan muhakemesi sonunda 4 Temmuz 1941 tarih ve 146 sayılı kararında hük­münü açıkladı:

Suçlu Hüseyin E.’den 500 lira ağır para cezası alınmasına ve 2 sene müddetle muvakkaten Adana’ya sürülmesine…

Bu hüküm Temyiz Mahkemesince tasdik edilerek, kesbi kat’iyet eylediği 15 Ağustos 1941 tarihinde ilân olundu.[8]

Kilosu 70 kuruşa bulunan sabunu 80 kuruşa satmak suretiyle harekette bulunan Ahiosman mahallesinden Mustafa E., 25 lira ağır para cezasına mahkûm edildi. 7 gün müddetle mağazası kapatıldı ve suçun mevzûu olan sabunları müsâdere edildi.[9]

Sakabaşı mahallesinden Osman Y.’in, kilosu 80 kuruşa bulunan kirli yünü, 130 kuruşa sattığı tahakkuk ettiğinden 5 lira ağır para cezasiyle mahkûmiyetine ve 7 gün müddetle dükkânının kapatılmasına ve 7 gün müddetle de ticâretten menine ve yapağının müsâderesine karar verildi.[10]

Narhtan fazla fiyatla tuz satmaktan suçlu bulunan Fenârî mahallesinden Ali H., 25 lira ağır para cezasiyle tecziye edildi. 7 gün müddetle dükkânı mühürlendi, 7 gün müddetle de işten men edildi ve tuzları müsâdere edildi.[11]

Rafet Ç.’nin, Ahiosman mahallesindeki bakkaliye dükkânında satmak için bulundurduğu 211 paket çayına beyannâme[12] vermediği anlaşıldı. 25 lira ağır para cezasiyle tecziye edildi ve yedi eminde tutulan çaylar müsâdere edildi.[13]

Fenârî mahallesinden Kemâl S.’in kuru fasulyenin perakende kilosunun 22 kuruştan satılması teshil ve ilân edildiği halde kilosunu 30 kuruştan sattığı anlaşıldı. 5 lira ağır para cezasiyle mahkûmiyetine ve 7 gün müddetle dükkânının kapatılmasına ve 7 gün ticâretten men’ine ve fasulyenin müsâderesine karar verildi.[14]

Salur köyünden Emine K. ve Ali G. köyden getirdikleri bir kilo 700 gram safi yağın kilosuna 150 kuruş narh konulduğu halde Emine mezkûr yağı 250 kuruşa  ve Ali de Ali Demirayak’a 200 kuruşa bir kilo yağ sattığı ve suçlu Emine’nin satmış olduğu yağa tavassut ettiği sabit görülmüştür. Emine’nin 10 lira ve Ali’nin 5 lira ağır para cezalariyle tecziyelerine ve yağların müsâderesine karar verilmiştir.[15]

Mansurdede mahallesinden Hasan Hüseyin B., tuzsuz yağ diye 2 buçuk kilosunu 480 kuruşa satmak suretiyle suçu sabit görüldüğünden; 5 lira ağır para cezasiyle tecziye edilmiş ve 7 gün ticâretten men edilmiştir.[16]

Abbas mahallesinden Hasan Hüseyin A., çekilmemiş iri tuzun kilosuna 8 kuruş narh konulduğu halde 10 kuruşa narhtan fazlaya 11 kilo tuz satıp parasını aldığı ve dükkânında satılmak üzere 350 kilo daha bulunduğu tesbit edilmiş ve suçlunun bu fiili sabit görülmüştür. 5 lira ağır para cezasiyle tecziye edilmiş ve 7 gün dükkânı kapatılmış ve bu müddet zarfında ticâretten men ve suçun mevzûuu olan bakiye 350 kilo tuz müsâdere edilmiştir. Ayrıca müştekiye âdî hakaret ettiğinden üç gün müddetle hapis ve bir lira ağır para cezasiyle tecziyesine ve suçların içtimâî hasebiyle cem’an üç gün hapis ve 6 lira ağır para cezasiyle tecziyesine karar verilmiştir.[17]

Kasaba köyünden Mahmûd B., deposunda bulunan 104 teneke gaz yağından bir tenekesini Mûsâ’ya 7 liraya olmak üzere narhtan fazlaya sattığından bu suretle 100 küsur kuruş gibi müşteri aleyhine bir zarar tevlit etmiştir. 5 lira ağır para cezasiyle tecziye edilmiş, 7 gün dükkânı kapatılmış ve 1 teneke gaz yağı müsâdere edilmiştir.[18]

Abbas mahallesinden manifaturacı Yusuf Ö.’nün, yüksek fiatla kaput bezi sattığı şahadet ve zabıt varakası münderecatiyle sabit görülmüştür. 5 lira ağır para cezasiyle tecziye edilmiş, 7 gün müddetle dükkânı kapatılmış ve 7 metre kaput bezi müsâdere edilmiştir.[19]

Sudurağı köyünden Recep K., 20 kuruşa satılması icabeden 5 numaralı lâmba şişesini yalnız olarak 50 kuruşa sattığı derecei sübutta görülmüştür. 5 lira ağır para cezasiyle tecziyesine ve 7 gün dükkânın kapatılmasına karar verilmiştir.[20]

Ahiosman mahallesinden bakkal Rafet Ç., fasulyeleri kilosunun 17 kuruşa satılması lâzım gelirken tüccardan Tahsin Çetinkaya’ya 1.053 kilo kuru fasulyenin kilosunu 24 kuruşa satmış, tüccara fatura vermediği şahadetle sabit olduğundan suçlunun subutu fiiline mebni 2 ay 22 gün müddetle hapis ve 205 lira ağır para cezasiyle mahkûmiyetine karar verilmiştir.[21]

Ahiosman mahallesinden Mustafa Ş.’in yüksek fiyatla dükkânda, mevcut 40 kilodan ibaret bulunan peynir şekerinden bir kilosunu, 120 kuruşa müşteki Mustafa Bezgin’e sattığı sabit olduğundan 5 lira para cezasına mahkûm edilmiş, 7 gün dükkânı mühürlenmiş ve emanet dairesinde bulunan 1 kilo şekerin müsâderesiyle satılarak parası hazineye irat kaydedilmiştir.[22]

140 kuruştan sattığı boş gazyağı tenekelerinde fatura vermeyen[23] Mansurdede mahallesinden Nihat T., beş lira ağır para cezasına mahkûm olmuştur.[24]

240 numaralı Koordinasyon Heyeti kararına tevfikan vilâyetten müsâade almadan celeplik yapan Manyan (Damlapınar) köyünden Rıza B., 25 lira ağır para cezasına çarptırılmıştır.[25]

Fenârî mahallesinden manifaturacı Hasan A., muhik bir sebep yok iken fazla fiyatla kaput bezi sattığından 3 ay hapis ve 100 lira ağır para cezasiyle mahkûmiyetine karar verilmiştir.[26]

85 kuruşa satılması icab eden rakıdan 55 şişesini lokantacı İsmâ’îl‘e 115 kuruşa satan Ermenâk’ın Akçamescit mahallesinden Sabri A., 3 ay müddetle hapis ve 100 lira ağır para cezasına mahkûm edilmiştir.[27]

Kirişçi Mahallesinde mukim Kızıllarlı (Taşkale) Hamdi E., namı diğer Ahmet E., 4 buçuk liraya satılması lâzım gelen arpanın havayısını 7 liraya sattığından; 2 ay 15 gün müddetle hapsine ve 83 lira 30 kuruş ağır para cezasi ile mahkûmiyetine karar verilmiştir.[28]

Fazla fiyatla al bez satan Abbas mahallesinden manifaturacı Hikmet Y., 5 lira ağır para cezasiyle, 1 hafta dükkânın kapatılmasına karar verilmiştir.[29]

Abbas mahallesinden Hüseyin T. hakkında fazla fiyatla kaput bezi satan fiiline binaen 3 ay hapis ve 100 lira ağır para cezasına mahkûm edilmiş, 1 ay dükkânı kapatılmış ve 1 ay ticâretten men edilmiş ve bezleri müsâdere edilmiştir.[30]

Fazla fiyatla rakı satan Külhan mahallesinden İsmâ’îl T.’nin, 4 ay hapsine ve 200 lira ağır para cezasiyle 130 şişe rakının müsâderesine karar verilmiştir.[31]

Hoca Mahmûd mahallesinden bakkal Hasan Hüseyin A., 225 kuruşa satılması lâzım gelen balı 300 kuruşa Bekir kızı Ayşe Uyar’a satmak suretiyle suç işlediği sabit olduğundan; 3 ay 3 gün müddetle hapis ve 106 lira ağır para cezasına çarptırılmıştır.[32]

Mansurdede Mahallesinden bakkal Bahri K., dükkânında kristal toz şeker bulunduğu halde müşteriye arz etmediği sabit görüldüğünden 5 lira ağır para cezasiyle tecziyesine ve 7 gün dükkânının kapatılmasına ve 7 gün ticâretten men’ine karar verilmiştir. [33]

Kaşoba köyünden Osman H., köyün muhtarı olup, köyleri namına aldığı birlik malını köyde fazla fiyatla sattığı sabit olduğundan 3 ay müddetle hapis ve 100 lira ağır para cezasına mahkûm edilmiştir.[34]

Ahiosman mahallesinden Ali Ç., yağsız ve keş tabir edilen peynirin kilosunu 80 kuruşa satmak suretiyle ihtikâr[35] yaptığı sabit görüldüğünden; 5 lira ağır para cezasiyle tecziyesine ve 1 hafta ticâretten men’ine karar verilmiştir.[36]

Akarköy’den (Losta) Sırrı A.’nın, narhdan fazlaya odun satmak suretiyle ihtikâr yaptığı anlaşılmıştır. 3 ay hapis ve 100 lira ağır para cezasına çarptırılmıştır.[37]

Kirişçi mahallesinden Ali T., fazla fiyatla gaz yağı satmak suretiyle ihtikâr yaptığı sabit görüldüğünden; 3 ay 15 gün hapis ve 116 lira 60 kuruş ağır para cezasiyle mahkûmiyetine karar verilmiştir.[38] Ahiosman mahallesinden Ahmet Ü.’nün de, aynı fiili işlediği sabit görüldüğünden; 3 ay hapis ve 100 lira ağır para cezasiyle mahkûmiyetine karar verilmiştir.[39]

İbrala (Yeşildere) köyünden Mustafa Y., fazla fiyatla yatak yüzü sattığı sabit görüldüğünden 3 ay hapis ve 100 lira ağır para cezasiyle mahkûmiyetine karar verilmiştir.[40]

Kirişçi mahallesinden attarlıkla iştigal eden Hüsnü B.’in İnhisarlara ait fişeklerin 7 kuruşa satılması lâzım gelirken 15 kuruşa satmak suretiyle ihtikâr yaptığı sabit görüldüğünden; 5 lira ağır para cezasiyle tecziyesine karar verilmiştir.[41]

Fenârî mahallesinden Hamza A., 30 kuruşa satması lâzım gelen keşi, 60 kuruşa satmak suretiyle ihtikâr yaptığı anlaşıldığından; 3 ay hapis ve 100 lira ağır para cezasiyle mahkûmiyetine ve 1 ay dükkânının kapatılmasına karar verilmiştir.[42]

İşte o zor şartlarda fırsatçılara karşı insanımıza kol kanat geren kanun…

Bu arada Hükûmete borçlandığı ve taahhütte bulunduğu hubûbatı gününde ofise teslim etmeyenler ve beyannâme vermeyenler de  aynı Kanuna aykırı hareket etmek maddesinden suçlu bulunmuşlardır. Karaman’da bunların sayısı hiçte az değildir. Başta hapis cezası olmak üzere çeşitli ağır para cezasiyle mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.

Bunların içinde Çoğlu köyünden Mehmet T.’nin vaziyeti daha vahimdir. 1941 senesi mahsulünden 956 kilo buğdayına Hükûmetçe el konduğu halde bildirmeyip, sakladığı; köyün hududu içinde ve köye tahminen çeyrek saat mesafede İldire mevkiindeki tarlasına âdeti belge veçhile kuyu kazıp gömerek ve üzerini de tarla gibi sürdüğü yapılan bir ihbar neticesi ortaya çıkmıştır.[43]

Peki ya diğer taraftan götürdükleri.[44]

Uğur ERKÂN.

_____________________________________________________________________________________________________________________________________________

[1] Umûmî veya kısmî seferberlik, Devletin bir harbe girmesi ihtimali, Türkiye Cumhuriyeti’ni de alâkalandıran yabancı devletler arasındaki harb hali. Harbe girmemesine rağmen Türkiye, 1 milyon askeri hazırda tutmaktaydı. Bu o dönemin nüfusunun %5’ini teşkil ediyordu.

[2] Refik Saydam’ın başbakanlığında 18 Kanûnusânî 1940 tarihinde 3780 numara ile kabul edilmiştir. (Resmî Gazete, 26 Kanûnusânî 1940, Sayı: 4417, s. 13213-13216).

[3] “Madde 32 — Eşya fiatlarının muhik bir sebeb olmaksızın yükseltilmesi, mevcud malın satışa arzedilmemesi, mevcudu kalmadığı beyanile malın saklanması, fazla fiata satmak kasdile malın her hangi bir surette kaçırılması, muvazaa yolu ile elden çıkarılması, makbul bir sebebe müstenid olmıyarak gümrükten çekilmemesi, lüzumundan fazla mal satın alınması, bu malların idhar edilmesi, müstahsil yahut müstehlik aleyhine fiat birliği yapmak, yaptırmak, bir malı müstehlike arzetmezden evvel muhtelif ticaret erbabı arasında yapılan zincirleme muamelesi, mevcut malın satıştan kaldırılması, bu maksatlardan her hangi birile propaganda yapılması ve sair suretlerle sunî olarak fiat yükseltmesi fiilleri yasaktır.” (Resmî Gazete, 26 Kanûnusânî/Ocak 1940, Sayı: 4417, s. 13214).

[4] Millî Korunma Kanûnuna muhalefet edenler hakkında suçtan zarar görenlerin zâbıta memurlarına ağızdan şikâyetleri veya suçu tespit eden zâbıtanın, tanzim edeceği bir zâbıt varakası ve elde edilecek maddî sübut delillerile birlikte vakit geçirmeksizin aynı günde Karaman Cumhûriyet Müddeiumûmîliğine teslim ediyordu. Cumhûriyet Müddeiumûmîsi yakalanan şahsı sorguya çektikten sonra âmme davasını açmaya lüzum görür ve umumî hükümlere göre takibat yapılmasını zarurî kılacak sebepler mevcud bulunmazsa duruşma yapılmak üzere maznunu iddianame ile o gün vazifeli mahkemeye gönderiyordu.

[5] Araştırmacı-Yazar Durmuş Ali Gülcan, bakkal Hüseyin E.’nin çekememezlik yüzünden bir tulum sâdeyağ sebebiyle kahre uğradığını kaydetmektedir. (Bkz. Durmuş Ali Gülcan, Delibaş İsyanı ve Karaman’a Sıçrayışı, Eskişehir 1994, s. 82).

[6] Tüketiciyi korumak, vurgunu ve değerinden yüksek mal satışını önlemek üzere zorunlu tüketim maddelerine yetkili resmî makamlarca konan ve uyulması gereken sâbit fiyat; satılık şeyin belirlenen bedeli. “Günümüzde ancak ekmek, et, şeker, tekel maddeleri, petrol gibi muayyen bâzı tüketim mallarına narh konduğu halde Osmanlı idâresinde her türlü mal ve hizmet narha tâbi idi” (Bkz. Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlılarda Narh Müessesesi ve 1640 Tarihli Narh Defteri, İstanbul 1983, s. 3).

[7] İsmet İnönü’nün başbakanlığında 8 Haziran 1936 tarihinde 3005 numara ile kabul edilmiştir. (Resmî Gazete, 13 Haziran 1936, Sayı: 3329, s. 6618-6619).

[8] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 656 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 15 Ağustos 1941, Sayı: 4887, s. 1560).

[9] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2428 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 4 Nisan 1942, Sayı: 5075, s. 2567).

[10] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2532 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 16 Nisan 1942, Sayı: 5085, s. 2683).

[11] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2711 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 7 Mayıs 1942, Sayı: 5100, s. 2812).

[12] Koordinasyon Heyetinin 299 sayılı kararı mucibince çay, beyannâme vermeye tabi bulunuyordu.

[13] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2910 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 4 Haziran 1942, Sayı: 5123, s. 3083).

[14] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 77 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 11 Haziran 1942, Sayı: 5129, s. 3128).

[15] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 73 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 12 Haziran 1942, Sayı: 5130, s. 3135).

[16] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 200 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 24 Haziran 1942, Sayı: 5140, s. 3239).

[17] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 230 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 3 Temmuz 1942, Sayı: 5148, s. 3303).

[18] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 102 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 20 Temmuz 1942, Sayı: 5162, s. 3380).

[19] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 403 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 21 Temmuz 1942, Sayı: 5163, s. 3384).

[20] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 513 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 29 Temmuz 1942, Sayı: 5170, s. 3416).

[21] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 667 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 18 Ağustos 1942, Sayı: 5187, s. 3532).

[22] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 966 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 16 Eylül 1942, Sayı: 5212, s. 3714).

[23] “Madde 31 — …Toptan, yarı toptan ve perakende ticârette, tacir sıfatını haiz hakikî ve hükmî şahıslar arasında yapılan alım ve satım muamelelerinde satılan mal için satıcı tarafından fatura verilmesi ve faturaların muayyen bir müddet zarfında satan ve satın alan tarafından muhafaza edilmesi Hükümetçe mecburî kılınabilir.

Yüz kuruştan fazla yapılan alış verişlerde müşterinin talebi üzerine satıcı fatura vermeğe mecburdur.” (Resmî Gazete, 26 Kanûnusânî/Ocak 1940, Sayı: 4417, s. 13214).

[24] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 1400 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 6 Teşrînisânî/Kasım 1942, Sayı: 5250, s. 3943).

[25] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 1401 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 6 Teşrînisânî/Kasım 1942, Sayı: 5250, s. 3943).

[26] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 1853 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 24 Kanûnuevvel/Aralık 1942, Sayı: 5288, s. 4174).

[27] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 1937 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 9 Kanûnusânî/Ocak  1943, Sayı: 5300, s. 4252).

[28] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 1938 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 9  Kanûnusânî/Ocak 1943, Sayı: 5300, s. 4252).

[29] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2077 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 26 Kanûnusânî/Ocak 1943, Sayı: 5314, s. 4351).

[30] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2078 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 26 Kanûnusânî/Ocak 1943, Sayı: 5314, s. 4351).

[31] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2079 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 26 Kanûnusânî/Ocak 1943, Sayı: 5314, s. 4351).

[32] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2202 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 5 Şubat 1943, Sayı: 5323, s. 4415).

[33] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2540 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 9 Mart 1943, Sayı: 5350, s. 4656).

[34] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2917 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 1 Nisan 1943, Sayı: 5370, s. 4790-4791).

[35] İhtikâr; gerekli maddeleri kâr amacıyle toplayıp ihtiyaç arttığı, fiyat pahalılandığı anda yüksek fiyata satma, vurgunculuk demektir (Kubbealtı Lûgatı).

[36] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 3385 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 4 Mayıs 1943, Sayı: 5395, s. 4951).

[37] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 3386 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 4 Mayıs 1943, Sayı: 5395, s. 4951).

[38] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 3387 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 4 Mayıs 1943, Sayı: 5395, s. 4951).

[39] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 3388 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 4 Mayıs 1943, Sayı: 5395, s. 4951).

[40] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 3590 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 18 Mayıs 1943, Sayı: 5407, s. 4048).

[41] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 3662 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 3 Haziran 1943, Sayı: 5420, s. 5222).

[42] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 921 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 25 Ağustos 1943, Sayı: 5491, s. 5728).

[43] Karaman Asliye Ceza Mahkemesi’nin 524 no.lu İlânı (Resmî Gazete, 1 Ağustos 1942, Sayı: 5173, s. 3439).

[44] Halkın elinden, aç bırakılmak pahasına gıda maddeleri toplanmış, bu gıda maddeleri toplama ve depolamadaki beceriksizlik yüzünden yol kenarlarında ya da ambarlarda çürütülmüştür. Bu da halkın, Hükûmete öfkelenmesine yol açmıştır.

Kanunu kötüye kullanan bazı memurlar ve CHP’nin önde gelenleri, halktan kanun gücüyle aldıkları araçları, mülkleri, gıda maddelerini kendilerine ya da yakınlarına peşkeş çekmiş, stokçularla iş birliği yaparak halkın aleyhine maddî menfaat sağlamıştır. Bu halkın CHP’ye itimadını kökünden sarsmıştır.

Belki de insanları en çok bezdiren karaborsacılık olmuştur. Hükûmet gıda ve tüketim mallarına el koyduğunda fiyatlar artmış ve karaborsa yaygınlaşmıştır. 2 sene içinde enflasyon %500 artmıştır. Sonunda ekmek, şeker gibi temel gıda ürünleri karneyle verilmeye başlanmıştır. Yine de karaborsa durdurulamamış ve hükumet karaborsayla mücadelede başarısız olmuştur. Söz konusu Kanun harbin sona ermesinden kısa bir süre sonra yürürlükten kaldırılmıştır.