Harb-i umûmînin[1] yaraları henüz sarılmamışken, gözü dönmüşler tereddüt etmeden 1335 mayısının ortalarında sulhu bozdular.[2]

Mütârekenin 7 nci maddesinin[3] ihlâli gibi bir vaziyet ortada yoktu.

Karaman bu istîlâya kayıtsız kalamazdı. Sadârete ve Îtilâf devleti temsilcilerine tel’in telgrafı çektiler. Hülâsa cebren yapılacak istîlâları kanlarının son damlasına kadar men etmeye ahdettiler.[4]

Başlarda kafası biraz karışık[5] olan Karaman, Delibaş[6] belâsını başından henüz savmıştı.

Kuvâyı Millîye Kumandanı Emin Arslan Bey’in[7] ağzından şu sözler döküldü:

El hubbu vatan minel iman.[8]

 Sefer bizim, zafer Allah’ındır…

Onu can kulağıyla dinleyen adamları, gönüllü nefer toplamak üzere Karaman’ın dört bir tarafına dağıldılar.

Karaman’ın muhtelif köylerinden toplanan gönüllüler Arap Alî’nin hanına[9] yerleştiriliyor. Bir gece yattıktan sonra trenle cepheye sevk ediliyorlardı. Bunların arasında Delibaş isyanına hasbelkader bulaşmış, korkudan şuraya buraya gizlenmiş kişilerde bulunuyordu.

Bir zaman sonra Emin Arslan Bey, vazifesini Fethî Bey’e[10] devretti.

Bacasından kara duman tüten şimendifer katarları cepheye gönüllüleri taşımaya devam etti.

Ölürsek şehit, kalırsak gazi. Üzerinde ismi yazmayan nefere kurşun ne yapsın.

Karaman ateş yumağının içinde değildi. Ama hem Cenup cephesine hem de Garp cephesine yakındı. Cenupta Adana, garbta İzmir, şimâlde Eskişehir’e giden şimendiferin kavşağı üzerinde bulunuyordu. Ayrıca, tahıl ambarıydı ve hayvancılık yönünden zengin idi.

Karaman ahâlisi kendisinden beklenen maddî ve manevî her türlü muâveneti büyük bir fedakârlıkla ve ziyâdesiyle yerine getirdi.

Karaman’da 100 yataklı hastane hizmete açıldı. Üzerinden henüz bir yıl geçmişti ki yatak sayısı ikiye katlandı. Karaman civârındaki birlikler için misâfirhane; esirler için de yerler ayrıldı. [11] Ayrıca 35 başlık hayvan reviri de unutulmadı. [12]

Karaman cepheye sadece kınalı kuzularını göndermiyordu ki. Vagonlarla erzak,[13] para[14], hayvan,[15] vakum yağı,[16] telefon, dürbün ve saç,[17] iç çamaşırı,[18] palto ve gocuk…[19]

Harp bütün şiddetiyle devam ediyordu. Karaman cepheden gelecek hayırlı haberlere kulak kesilmişti.

Yunan gâvuruna karşı kazanılan ilk zaferi[20]; sabahın erken saatlerinden itibaren sokakta bayram havasında kutladı. Câmilerde ordumuzun muzafferiyetinin devamı için Cenâb-ı Hakk’a el açıldı, duâlar edildi.

İkinci İnönü Muhârebesi’nin de resmen bildirilmesi üzerine dükkânları kapatan Karaman ahâlisi Hükûmet Konağı[21] önünde toplanıp, şanlı ordumuzun zaferini bir kez daha kutladı. [22]

Afyonkarahisar’ın düşman işgalinden kurtuluşu Karaman’ı başka bir heyecana gark etti. Bütün dükkânlar bayraklarla donatıldı. Karaman Müzâheret Bölüğü[23] ile birlikte ahâlinin katıldığı büyük bir kutlama yapıldı. Karaman ahâlisi tarafından helva ve tütün gibi hediyeler de kutlama vesilesi ile neferlere dağıtıldı.[24]

Karaman ahâlisi şanlı ordumuzun muzaffer olması için câmilerde kırk birer Hâtm-i Şerif indirmiş, şehitlerimiz için mevlidler de okumuştur. [25]

Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.

Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi.

Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,

Galip et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın!

(Yahya Kemâl Beyatlı)

Zafere sevinilir de, şehâdete[26] şükredilmez mi?

155’i Garp cephesinde, 1 tanesi Şark[27] cephesi ve 1 tanesi de Cenup[28] cephesinde şehâdet şerbetini içtiler. [29]

İlk şehit haberi, Garp cephesinden Ahmedoğulları’nın baba ocağına ulaştı. Hasan oğlu Hıdır Kolaklıtepe Muhârebesi’nde şehit düşmüştü. R. 7 Kânûnusânî 1337/ M. 7 Ocak 1921 tarihini şehâdet tarihi olarak zabtına kayıt düştüler. Hıdır henüz 27 yaşındaydı. 126’ncı alay, 3’ncü tabur 9’uncu bölüğün bir neferiydi.

21 yaşındaki Osmaniyeli (Yassıören) Kerim oğlu Alî[30] en genciydi. Hacıkerimoğulları’ndan Hâfız Alî oğlu Hüseyin[31] ile İbişoğulları lakaplı Hasan oğlu Kerim[32] çok yaşlı mı? 38 yaşlarında idiler.

Karaman yirmidört Mehmed’ini verdi vatan için. Yirmi Alî, ondört Ahmed, onüç Mustafâ, onbir Hüseyin ve on Hasan’da fedâ olsun vatana…

163 er, 5 çavuş, 3 onbaşı, 3 mülâzım-ı sânî,[33] 1 yüzbaşı,[34] 1 mülâzım-ı evvel[35] ve 1 zâbit vekili. [36] Rütbelerinin bir ehemmiyeti var mı? Hepsi şehit…

Harbin her safhasında[37] idiler. Tayyâre bombası yediler,[38] mermi yediler, süngü yediler. Şarapnel parçası ile yaralandılar, son nefeslerini hastanelerde[39] verdiler.

Karaman’a yekvücut avdet edenler de oldu, bazı âzâlarını cephede bırakanlar da… O ateşten gömlek giyilen günleri hatırlarken duygulandılar,  torunlarına yara izlerini de büyük bir mefâhir ile gösterdiler.

Bize bu cennet vatanı bıraktılar.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ…

Uğur ERKÂN.

______________________________________________________________________________

[1] R. 2 Teşrînisânî 1330/ M. 15 Kasım 1914 tarihinde Türkiye’yi de içine alarak, R. 1334/ M. 1918’e kadar sürmüş olan beynelmilel büyük bir harp idi. Osmanlı Devleti Balkanlar, Marmara ve Boğazlar, Ortadoğu, Afrika ve Kafkasya gibi birbirine uzak şarktan garba, şimâlden cenuba dört bir cephede harb etmek mecburiyetinde kalmıştı. Harbin neticesi, büyük bir yıkım ve felâket şeklinde cereyan etmiştir.

[2] Îtilâf devletlerinin gayrimeşrû işgalleri ve davranışları neticesi Yunan hükûmeti “megalo idea”yı gerçekleştirmek için R. 15 Mayıs 1335/ M. 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’i işgal etmiştir.

[3] “Îtilâf devletleri güvenliklerini tehdit edecek bir vaziyetin ortaya çıkması hâlinde herhangi sevk’ül ceyş noktasını işgal hakkına haiz olacaktır.”

[4] İzmir’in işgali üzerine Sadâret Makamına R. 15 Mayıs 1335/ M. 15 Mayıs 1919 tarihinde çekilen Karaman Belediye Reisi Ahmed, Karaman Cemiyet-i İslâmiye Reisi Mehmed Vasfî, Karaman ulemâsından Âsım, Karaman eşrafından; Mehmed, Mehmed Sabrî, Hilmî, Ya’kûb ve Sabrî beylerin imzasıyla 3565 numaralı tel’in telgrafı (Hilmi Atamer, Millî Direnme (Belge-1), Belgelerle Türk Târihi Dergisi, İstanbul 1968, Sayı: 7, s. 20;) Karaman Cemiyet-i İslâmiye Reisi Mehmed Vehbî Bey’in imzasıyla İtilaf devleti temsilcilerine çekilen tel’in telgrafı (Tuba Elmas, Millî Mücadele’de Karaman, Karaman 2015, s. 24; İstiklâl gazetesi, R. 19 Mayıs 1335/ M. 19 Mayıs 1919, Sayı: 210)

[5] Konya Valisi Cemâl Bey ve Zeynel Âbidin Hoca gibi amillerin tesiriyle Karaman Millî Mücadele’ye geç iştirak etmiştir. Karaman Kuvâ-yı Millîyesi Ârif Bey’in (Baysal) öncülüğünde başlamıştır.

[6] Delibaş Mehmed’in, çevresine topladığı 500 asker kaçağı ile R. 2 Teşrînievvel 1336/ M. 2 Ekim 1920’de Çumra’yı basması ile başlayan isyan, Karaman’a da sıçramıştır. Âsîler R. 5 Teşrînievvelde/ M. 5 Ekim’de Ağa değirmeninin olduğu yerden Karaman’a girmişlerdir. R. 9 Teşrînievvelde/ M. 9 Ekim’de Karaman çevresi âsîlerden tamamen temizlenmiştir.

[7] Delibaş isyanını bastıran Derviş Bey ve birlikleri Karaman’dan ayrıldıktan sonra 41. Fırkaya bağlı grup kumandanı olarak Karaman’a gelmiştir. Durmuş Ali Gülcan kumandanı; “uzun boylu, kalın gövdeli, gövdesine göre küçük kafalı birisi” olarak tarif etmektedir. (Durmuş Ali Gülcan, Kökenleriyle Konya’nın Delibaş İsyanı ve Bu Olayın Karaman’a Sıçrayışı, Eskişehir 1994, s. 81).

[8] “Vatan sevgisi imandandır.” meâlinde bir Hadis-i Şerif (Acluni, Keşfu’l-Hafa, 1/345, nu: 1102).

[9] Arap Alî’nin hanı; o yıllarda Pazar meydanı olan şimdiki Cumhûriyet parkının karşısında yer alıyordu.

[10] Ailesi ile birlikte Karaman’a gelerek, Şampazarı mahallesinde Fehmi Gümüş’ün annesinin evine kira ile oturmuştur.

[11] ATASE, İSH, K. 256, Göm. Nu. 8, Bel. Nu. 8–1.

[12] Bu revir Karaman’daki 7. Atlı Piyâde Bölüğü’ne de hizmet etmiştir (ATASE, İSH, K. 928, Göm. Nu. 117, Bel. Nu. 117–1.).

[13] Karaman İstasyonu’nda oluşturulan depo cephelere hububat sevkiyatı yapmıştır. Karaman hem cenuba hem de garba büyük ölçüde Karaman bulguru göndermiş ve cephelerin gıda ihtiyacı temin edilmiştir. İstasyondaki buğday ambarında kırk dokuz ton bulgur toplanmış, otuz ton bulgur ise Çay ve Afyon’un müdâfaasında görevli olan I. Ordu’ya sevk edilmiştir (ATASE, İSH, K. 1604, Göm. Nu. 81, Bel. Nu. 81-1.).

[14] Ermenâklı tüccarlardan Mehmed Şükrü Efendi ordumuza verilmek üzere Konya Belediyesi vasıtasıyla 500 lira yardımda bulunmuştur (Babalık gazetesi, R. 5 Eylül 1337/ M. 5 Eylül 1921, Sayı: 983).

[15] Karaman’dan 12 hayvan bağışlanmış ve Baytar İbrâhim Efendi tarafından muayene edilen bu hayvanlar 9. Fırka’ya teslim edilmiştir.

[16] Karaman’dan beş varil vakum yağı Sarayönü’ne sevk edilmiş, benzin bidonlarının da depo edilmesi sağlanmıştır (ATASE, İSH, K. 1690, Göm. 84, Bel. Nu, 84-1.).

[17] Kocaeli Grubu için toplanan telefon, dürbün ve saçlar İzmit’e sevk edilerek cepheye ulaştırılması sağlamıştır (ATASE, İSH, K. 1718, Göm. Nu. 56, Bel. Nu. 56-2.).

[18] Afyonkarahisar’ın kurtuluşu üzerine ordumuza bin adet iç çamaşırı taahhüdünde bulunmuştur (ATASE, İSH, K. 746, Göm. Nu. 120, Bel. Nu. 120-1.)

[19] Karaman kazâsı erbâbı hamiyeti askerlerimizin soğuktan muhafazası için ilk parti olarak 160 palto ve gocuk vererek cepheye göndermişlerdir (“20 Yıl Evelki Hakimiyeti Milliye”, Ulus Gazetesi, 9 Kanunuevvel 1941, Sayı: 7308, s. 2.)

[20] Birinci İnönü zaferi R. 14 Kânûnusânî 1337/ M. 14 Ocak 1921’de kazanılmıştır (Öğüt gazetesi, R. 15 Kânûnusânî 1337/M. 15 Ocak 1921, Sayı: 610.)

[21] Hükûmet konağı şimdiki Yunus Emre Ortaokulu’nun bulunduğu yerde idi.

[22] Öğüt gazetesi, R. 10 Nisan 1337/ M. 10 Nisan 1921, Sayı: 628.)

[23] Malî yük getirmeyen ve halkın elinde bulunan silâhlardan yararlanılarak teşkil edilen yardımcı birlikler. Mıntıkavî olarak teşkil edilen bu müzaheret kıtaları hızla cephelere aktarılmıştır.

[24] ATASE, İSH, K. 746, Göm. 120, Belge Nu. 120-1.

[25] ATASE, İSH, K. 746, Göm. 119, Belge Nu. 119–2.

[26] Karaman Merkez 100 şehitle ilk sırada yer alırken, bunu sırayla Ermenek 71 şehit, Sarıveliler 2 şehit, Ayrancı, Başyayla ve Kâzımkarabekir birer şehitle takip etmiştir (https://ugur-erkan.com/erbabikalem/karamanlilarin-istiklal-aski/)

[27] Şark cephesinde çarpışan Karamanlı Mehmed oğlu Mustafâ (doğumu R. 1305/ M. 1889) R. 25 Ağustos 1337/ M. 25 Ağustos 1921’de Ilıca Şark Sırtları’nda şehâdet şerbetini içmiştir.

[28] Tosunoğulları’ndan Mustafa oğlu Ahmed (doğumu R. 1310/ M. 1894), 176’ncı alay 3’ncü taburda görev yaparken, R. 24 Eylül 1337/ M. 24 Eylül 1921’de Kocadağ Harbi’nde şehit düşmüş ve Cenup cephesinde şehit olan tek Karamanlı nefer olarak kaydı düşülmüştür.

[29] Kayıtlarda 4 şehidimizin cephesi belirtilmemiştir.

[30] Muhâcir Alî, Kireçtepe’de R. 7 Mayıs 1337/ M. 7 Mayıs 1921’de şehit olmuştur.

[31] Orta Ördün Sırtları’nda R. 1 Teşrînisânî 1338/ M. 1 Kasım 1922’de şehit olmuştur.

[32] Karahisar Meydanı’nda R. 27 Teşrînievvel 1338/ M. 27 Ekim 1922’de şehit olmuştur.

[33] Şehid mülâzım-ı sânîler (teğmen): Osman oğlu Bekir Sıtkı Efendi (R. 1306/ M. 1890 Karaman, R. 29 Ağustos 1337/ M. 29 Ağustos  1921, Şerefiye’nin şark sırtları); Alî oğlu Ahmed Hamdî Efendi (R. 1307/ M. 1891 Karaman, 1 Eylül 1337/ M. Eylül 1921 Çaldağı Muharebesi); Hasan Fehmî oğlu Bekir Sıtkı Efendi (R. 1316/ M. 1900, Ermenâk- R. 16 Eylül 1338/ M. 16 Eylül 1922, Bayramtepe Harbi).

[34] Yüzbaşı Necib Efendi (Mehmed oğlu, R. 1299/ M. 1883, Ermenâk), Toydemir Harbi’nde R. 31 Ağustos 1337/ M. 31 Ağustos 1921’de şehit düşüyor.

[35] Mülâzım-ı evvel (üsteğmen) Şeyh Alî oğlu Şükrü (doğumu R. 1310/ M. 1894, Ermenâk) Salihli Muharebesi’nde R. 5 Eylül 1338/ M. 5 Eylül 1922’de şehit olmuştur.

[36] Zâbit Vekili Madili Hasanoğullarından Mehmed Alî oğlu Şükrü (doğumu R. 1306/ M. 1890) Mangaltepe Muharebesi’nde R. 26 Ağustos 1337/ M. 26 Ağustos 1921’de şehit olmuştur.

[37] Adaçam Harbi, Adatepe, Afyon Muhârebesi, Arabalıtepe Meydan Harbi, Arpalık, Arpalıtepe Harbi, Balmahmûd Harbi, Basritepe, Bayramtepe Muhârebesi, Beşkemerler Muhârebesi, Beştepe Muhârebesi, Beylikköprü Harbi, Bursa Civârı Kazancı Muharebesi, Çaldağı, Çaldağı Muhârebesi, Çamurlu Köyü, Çayhisar, Çifte Taşlıtepe, Dumlupınar Muhârebesi, Düzağaç Muhârebesi, Eskipolatlı Harbi, Eskişehir Harbi, Fare Çotan Sırtı, Gediz Sırtı, Haymana Harbi, Horhor Kedi Harbi, Ilgaz Boğazı Harbi, Ilıca Şark Sırtı, İnönü Muhârebeleri(I-II), İslâmköy Muhârebesi, Kaplan Harbi, Karacaslan Muhârebesi, Karahisar Meydanı, Karakuyu Muhârebesi, Karköy Harbi, Kazuçuran Harbi, Kılıçarslan Muhârebesi (I-II), Kırgızdağı, Kırıkköy Arap Sırtları, Kızancı, Kireçtepe, Kocadağ Muhârebesi, Kolaklıtepe Muhârebesi, Kolankaya Mevkii, Köprü civârı, Kurtluca, Kuyuderesi Muhârebesi, Maçaklı, Meydan Harbi, Oluklu, Muhârebesi, Orta Ördün Sırtı, Pelentepe Harbi, Pelit Harbi, Pelittepe Harbi, Sakarya Meydan Muhârebesi, Sarıhalîl Harbi, Seyyidgazi Harbi, Sivritepe (Afyon), Şerefiye’nin Şark Sırtı, Tanaş Muhârebesi, Taşhan Grubu, Taşlıtepe, Tavşan Harbi, Tavşantepe Harbi, Tekke Tepe, Tersittepe, Tetrikyayla Muhârebesi, Tezekliyayla Harbi, Tınaztepe Muhârebesi, Tıroğlu Gediği Harbi, Toydemir Harbi, Yeniköy Harbi, Yıldıztepe Harbi ve Yumaktepe Muhârebesi.

[38] Ahmed oğlu Mehmed (R. 1310/ M. 1894, Ermenâk) R. 6 Mart 1337/ M. 6 Mart 1921 tarihinde tayyâre (uçak) bombasıyla şehit ediliyor.

[39] Birinci Fırka Sıhhiye Bölüğü Hastanesi, Birinci Kolordu Seyyar Hastanesi, 2 No’lu Hastane, Akşehir Hastanesi, Ankara Merkez Hastanesi, Ankara Taşhan Hastanesi, Diyarbekir Hastanesi, Konya Askeri Emraz-ı Hâriciye Hastanesi, Konya Askerî Hastanesi, Konya Hilâl-i Ahmer Hastanesi, Konya Merkez Hastanesi, Konya Hârici Hastanesi, Maraş Hastanesi ve Ürgüp Hastanesi.