1937 Karaman’ında ikide bir ekmek buhranı baş gösterir.

44 bin nüfuslu Karaman’da topu topu üç fırın hizmet vermektedir. Bazı günler fırınlar kepenklerini kapatır. Çıkarılan ekmekler de ekseriyetle bozuk ve hamurdur.

Ekmek fiyatları ise el yakmaktadır. Belediyenin koyduğu narha[1] göre birinci nevi ekmek 10, ikinci nevi ekmek 8,5 kuruşa satılmaktadır. Bu arada Karaman’da ekmeklik buğdayların kilosu 3,30 paradır. Ekstra sert 4,5, beyaz da 5 kuruştur. Koyun eti 35 ve keçi eti 30 kuruşa satılmaktadır.[2]

Gün gelir Karaman’da fırınlar ekmek çıkaramazlar.[3]

Un var, su var, tuz var, maya var ama fırına koyacak odun yoktur. Karaman’da buhranın yeni adı artık, odun olmuştur.

Bir orman mıntıkası olan Karaman’da odun bulunmaz mı?

Önceleri kasabaya her gün odun gelir, onun için halk da yıllık ihtiyacını birden tedarike lüzum görmezlerdi.

1937 yılının temmuz aylarında Karaman’a her gün gelen odun, gelmemeye başlamış, odun buhranı baş göstermiştir. Fırınlar odunsuz kalmıştır. Bu yüzden lüzumu kadar ekmek çıkaramamaya başlamışlardır.

Kasabanın bu derdini hal için ahali bir karar beklemektedir.

Orman kanununun tatbikinden sonra hâsıl olmuştur bu buhran. 8 Şubat 1937 tarihinde kabul edilen 3116 numaralı Orman Kanununu hükümleri, 1 Haziran 1937 tarihinden itibaren yürümeye başlamıştır.[4] Umuma mahsus ormanların korunması bekçiler marifetiyle temin olunmaya başlanmıştır artık.[5]

Bırakın ağaç kesmeyi, ağaca dokunanlar[6] karşılarında bekçiyi bulmuşlardır.

Akşam Gazetesi 27 Şubat 1938 tarihli nüshasında Karaman’da ekmek buhranının bir an evvel önüne geçilmesi ve lâzım olan tertibatın alınması için alâkadar makamlara başvurulduğunu yazar.[7]

Zahire yurdu olan ve ziraatla uğraşan 170 köyün ortasında yer alan Karaman için garip bir vaziyet değil mi?

Bugün de değişen bir vaziyet yok.[8]

Karaman için ekmek meselesi, memleket meselesi…

Uğur ERKÂN.

________________________________________________________________________________________________________________

[1] Narh; tüketiciyi korumak, vurgunu ve değerinden yüksek mal satışını önlemek üzere zorunlu tüketim maddelerine yetkili resmî makamlarca konan ve uyulması gereken sâbit fiyat (Kubbealtı Lugatı).

[2] Akşam Gazetesi 28 Mart 1937, Sayı: 6623, s. 6; Akşam Gazetesi 10 Nisan 1937, Sayı: 6636, s. 5; Ulus Gazetesi, 3 Kasım 1937, Sayı: 5844, s. 9.

[3] Akşam Gazetesi, 14 Temmuz 1937, Sayı 6731, s. 6.

[4] “Yürümeye başlamak” ifadesi Orman Kanununun 135 inci maddesine aittir (Resmî Gazete, 18 Şubat 1937, Sayı: 3537, s. 7695).

[5] Vüs’ati bin hektara kadar olan ormanlar için bir bekçi tayini mecburi tutulmuş, daha geniş ormanlarda her bin hektar ve küsuru için birer bekçi ilâve ve beş bekçiye bir bekçibaşı… (3116 numaralı Orman Kanunu Madde 52) (Resmî Gazete, 18 Şubat 1937, Sayı: 3537, s. 7690).

[6] “Ormanlardaki yaş ağaçların kabuğunu soyanlar, ve bu ağaçları yaralıyanlar, boğanlar, tepelerini veya tekmil dallarını koparanlar veya kesenler, bunlardan çıra ve yalamuk çıkaranlar, burç alanlar, orman örtüsünü kaldıranlar, orman toprağını kuvvetlendirmek için dikilen her çeşit nebatları zedeliyenler…” (3116 numaralı Orman Kanunu Madde 105) (Resmî Gazete, 18 Şubat 1937, Sayı: 3537, s. 7693).

[7] Akşam Gazetesi, 27 Şubat 1938, Sayı 6954, s. 7.

[8] “Karamanlılar Daha Taze Ekmek Yiyecek” http://www.larende.com/karamanlilar-daha-taze-ekmek-yiyecek/33343/; https://www.karamangundem.com/yerel/karaman-daha-taze-ekmek-yiyecek-h93896.html; https://www.karamandan.com/m-11-43411.html.