Karaman merkeze bağlı köy.
37° 28′ 2,355” kuzey ve 33° 4′ 5,0664” doğu koordinatlarında yer alan köy, Karaman’a 45 km. uzaklıktadır.
Köyün bulunduğu yerin rakımı (deniz seviyesinden yüksekliği) 1.113 m’dir.
Köyün “Cumhuriyet” adında bağlısı bulunmaktadır.
Köy; Konya-Çumra; Adakale (Yılanlı), Taşağıl, Arıkören ve Uzunkuyu ile Ortaoba, Madenşehri ve Üçkuyu (Değle) köyleriyle komşudur.
Süleymanhacı’nın merkezine 8 km mesafeden daha yakın 4 köy bulunmaktadır. Ortaoba 3,91 km, Adakale 4,98 km, Üçkuyu 5,87 km ve Kaşoba 6,58 km’dir.
H. 1241/ M. 1826 yılında Konya üzerinden seyahat eden Fransız Léon de LABORDE (1807–1869), Süleymanhacı’dan Karadağ’ın kuzey yamacında suyu acı küçük bir gölün kıyısında otuz kadar evden oluşan köy olarak söz etmektedir.
Köyün bu gün bilim dünyasınca sıkça anılmasının sebebi, Kızıldağ ve Pınarbaşı höyükleri yüzündendir.
Karaman çevresinde en eski yerleşme merkezi, M.Ö. 10 bin-8 bin arasına tarihlenen ve Paleolitik’ten (Bakır-Taş) Neolitik (Yeni/Cilalı Taş) döneme geçiş devresine (Epipaleolitik) ait olan, Pınarbaşı’dır.
Süleymanhacı Köyü’nde bulunan Pınarbaşı’nda Karaman Müzesi ve İskoçya Edinburg Üniversitesi işbirliği ile 1994-1995 yılında T. WATKİNS ve 2003-2004 yılında D. BAİRD başkanlığında yapılan kazılara göre, buranın Neolitik döneme girerken insanların yerleşmesine sahne olduğu ortaya çıkarılmıştır. Bu çağda yerleşen insanlar ziraat yaparak besinlerini üretmişlerdir.
Köy civarının, antik çağda da yerleşime sahne olması, köyün su kaynakları, güvenli konumu ve ziraate elverişli olmasından kaynaklanmaktadır.
Pınarbaşı Örenyeri; Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun, 23.03.1994 tarihli ve 1917 sayılı kararıyla ve Süleymanhacı Höyük; 10.04.1996 tarihli ve 2509 sayılı kararıyla “1. Derece Arkeolojik Sit Alanı” ilan edilmiştir.
Süleymanhacı Höyük’te M.Ö. II. ve I. Bin yıl yanında Roma Dönemi çanak-çömlek parçalarına rastlanmıştır.
Köydeki kalıntılar; Kağnıbeli mevkiinde yer altı kayalıklarına açılan çok sayıda dromoslu (yer altı mezar anıtına giriş sağlayan yol, koridor, geçit yahut merdiven) yer altı oygu mezar, Büyükdedeli Tepesi’nin kuzeybatı eteğinde yer alan kaya mezarı, Koç Tepesi’nin kuzey eteğinde yer alan kaya mezarı, Kalaylıdağı’nın kuzeydoğusundaki kayalıklarda “çifte mağara” olarak adlandırılan kaya mezarları ve Pınarbaşı Höyüğü’nün karşısındaki kaya mezarıdır.
Karaman Müzesi’nde köyün Dağardı mevkiinden gelmiş bir “gözyaşı şişesi” (unguentarium) yer almaktadır (A.4363 envanter numarasına kayıtlıdır).
XVI. yüzyıl Larende (Karaman) Kazâsı kayıtlarında köyün olduğu yerde “Acıgöl” adında bir yerleşim yeri bulunmaktadır.
Karye-i Acıgöl; Kâş nâhiyesine tabi idi ve “Hâshâ-i Pâdişâh-ı âlem-penâh” adı altında pâdişâh hâssı olan köyler içerisinde kaydedilmiştir (BOA., TD., nr. 40, s. 982, sene H. 906/ M. 1500).
H. 924/ M. 1518 yılında 13 hâne ve 19 Müslüman neferden ibaretti. Vergi hâsılı (geliri) 4.268 akçe idi.
H. 935/ M. 1529 yılında 16 hâne ve 23 Müslüman neferden ibaretti. Vergi hâsılı 4.474 akçe idi.
XVI. asrın sonlarına doğru Tımar Ruznamçe Defteri’ne göre Karye-i Acıgöl; Karaman eyâleti, Konya sancağının, Lârende nâhiyesine tâbi’ idi.
H. 19 Rebi‘u’l-evvel 984/ M. 16 Haziran 1576 tarihinde Karye-i Acıgöl’ün hâsılı 3.350 akçe olup, Ehleddin evlâdından Erdoğdu-oğlu Kubad’ın elindedir (RD., nr. 48, s. 28/1).
H. 992/ M. 1584 yılında 24 Müslüman neferden ibaret olup, vergi hâsılı 3.400 akçe idi (BOA., TK., nr. 113, 175b.).
H. 1094/ M. 1683 yıllarında Boz-ulus’a tabi Süleymân Hâcılû oymağından Mehmed, kardeşi ve ona tabi olanlar 30 seneden beri Karaman toprağında ziraat etmekde idiler (BOA., MAD., ts., nr. 8458, s. 128).
H. 24 Muharrem 1188/ M. 6 Nisan 1774 tarihinde Konya’daki Sırçalı medresesi müderris ve mütevellilerinin şikâyetlerini havidir. “Sırçalı medresesinin müderris ve mütevellileri, Seyyid Ahmed, Seyyid Abdurrahmân, Seyyid Abdullâh, Seyyid Mehmed, Seyyid Hüseyin ve Veliyyüddin ismindeki şahıslar Karaman eyâleti valisine arzuhal takdim ederek, medreselerinin evkâfından olan Sahrâ nâhiyesine tabi’ Süleymânhâcılı karyesi ahâlilerinin dağılarak bazılarının Lârende (Karaman) kazâsına tabi’ Aşiran, bazılarının da Davgandos karyelerine yerleştiklerinden, Süleymânhâcılı karyesinin külliyyen boş ve muattal kaldığını, bu yüzden de Sırçalı medresesi külliyesinin harap hale geldiğini, kendilerinin önceki yerlerine iskân edilmelerini istirham etmişlerdir.
Karaman valisi de Lârende kadısı, zâbitanı ve âyânına, Süleymânhâcılı karyesi ahâlilerini eski karyelerine nakletmelerini, hılâf-ı şer’ ve kanun, dahlü taarruz ve iskâna irad edenler olursa isim ve resimleriyle divân-ı Karaman’a bildirmelerini emr etmiştir. ”
H. 6 Cemâziye’l-evvel 1246/ M. 23 Ekim 1830 tarihinde karyede yaşanan zorla kadın kaçırma vakası; “Eskil kurâlarından Süleyman Hâcılı karyesi sâkinlerinden Hâcı Sâlih-oğlu Mehmed nâm kimesnenin ehlini, Hotamış Derbendi ahâlîlerinden Çopur’un Kara Süleymân ve Aladağ kurâlarından Gödet karyesinden Hasan Kethüdâ’nın karındaşı-oğlu Abdullâh nâmân şahıslar târihden üç gün mukaddem nısfu’l-leylde merkûm Mehmed’in hânesinin önünden cebren alub götürmüş ve verâ’ları ta’kîb olunmuş ise de gice haliyle ne tarafa gitmiş oldukları bilinemediğinden bahs iderek eşhâs-ı mezbûre bi’t-taharrî ele getürilerek ihkak-ı hakk olunması tarafımıza bir kıt’a arzuhâl takdîmiyle niyâz ve istirhâm olunmuş idüği siz ki muhâtabûn mûmâ-ileyhimsiz ma’lûmlarınız olundukda eşhâs-ı mezbûre her hanginizin kazâ ve karyesine varıldığı işidildiği anda derhâl ahz ve girift ve hatun-ı mezbûre ile beraber ta’yîn olunan mübâşire teslîmen kayd ve bendle yanlarına çend nefer cebelü terfîk iderek bi-eyyi hâlin tarafımıza irsâl ve ihzârlarına bezl-i makdüret ve eşhâs-ı mezbûra istishâb sûretiyle kazâlarınızda gizlemek veyâhût firâr itdirmek misillü halât vuku’ıyle mes’ûl ve muâteb olmakdan hazer ve mücânebet eylemeniz bâbında Divân-ı Eyâlet-i Karamân ve Livâ-i Akşehir ve Aksaray’dan işbu buyuruldı tahrîr ve ısdâr ve (…) ile ba’s ve tisyâr kılınmışdır. Bi-yemnihi teâlâ vüsûlünde vech-i meşrûh üzere amel ve hareket ve hilâfından hazer ve mücânebet eyleyesiz deyû.” şeklinde verilmiştir (KŞS., nr. 296, s. 42.6).
H. 1256/ M. 1840 yılı Temettü’ât defterinde Süleymânhâcılı karyesindeki hâne reisleri ve meslekleri; Mehmed Efendi (hatîb), Kadirbilen-oğlu Mustafâ (deveci), Minnet-oğlu Cu’mâ (çiftçi), Minnet-oğlu Hüseyin (çiftçi), Zülkavar-oğlu Halîl (çiftçi), Zülkavar-oğlu Ömer (çiftçi), Köse-oğlu Ömer (çiftçi), Minnetoğlu Aziz (çiftçi), Sakallı-oğlu Mehmed (çiftçi), Minnet-oğlu Mehmed (çiftçi), Sakallı İbrâhim (çiftçi), Tat Hüseyin-oğlu Hüseyin (çiftçi), Topal Ömer-oğlu Mehmed (çiftçi), Abid Ömer-oğlu Mehmed (çiftçi), Kara Halîl-oğlu Ömer Alî (çiftçi), Tüysüz-oğlu İbrâhim (çiftçi), Ömer’in-oğlu Mustafâ (çoban), Armudlu-oğlu Bekir (çiftçi), Carcar Osmân (çoban), Kâsım-oğlu Mehmed (çiftçi), Karındaş Sâdık (çoban), Armudlu-oğlu Süleymân (çiftçi), Armudlu-0ğlu Hüseyin (çoban), Cansız-oğlu İbrâhim (çoban), Enbiyâ-oğlu Hasan (çiftçi), Murad-oğlu Süleymân (çiftçi), Himmet-oğlu Mehmed (çiftçi), Hâcı İbrâhim-oğlu Sarı (çiftçi), Hâcı Himmet-oğlu İbrâhim (çiftçi), Hâcı Himmet-oğlu Himmet (eytâm), Armudlu-oğlu Celîl (çiftçi), Armudlu-oğlu Alî (çiftçi), İbrâhim-oğlu İbrâhim (çiftçi), İbiş-oğlu Mehmed (çiftçi), Destegül-oğlu İsmâ’îl (çiftçi), Hânlı-oğlu Mehmed (çiftçi), İsmâ’îl-oğlu Velî (çoban), Topal Yûsuf-oğlu Hasan (çiftçi), Koca Mûsâ’nın Karındaşı İbrâhim (çiftçi), Ahmed Yeğen (çiftçi), Dağlı Alî (çiftçi), Dağlı Mustafâ (çiftçi), Nu’mân-oğlu Nu’man (çiftçi), Hâcı Salîh-oğlu (çiftçi), Hâcı Himmet-oğlu Abdullâh (çiftçi), Deli Hüseyin’in-oğlu Mustafâ (çiftçi), Hâcı-oğlu İsmâ’îl (çiftçi), Hâcı Kâdir Beğ’in-oğlu Osmân (çiftçi), Hâcı Ahmed-oğlu Hıdır (çiftçi), Kâdir-oğlu Abdülkâdir (çiftçi), Kel Ahmed-oğlu İsmâ’îl (çiftçi), Arab Hüseyin (çiftçi), Kel Alî (çiftçi), Topal Yûsuf (çiftçi), Kocaoğlan-oğlu Mustafâ (çiftçi), İdris (çiftçi), Emmi-oğlu Ahmed (çiftçi), Tizkî(?)-oğlu Mehmed (çiftçi), Battal-oğlu Osmân (çoban), Velî’nin İbrâhim (çiftçi), Emîr Hasan (çiftçi), Emîr Hasan’ın Karındaşı Süleymân (çoban), Cerrâr-oğlu Salîh (çiftçi), Ayunun Mustafâ (çiftçi), Abdi-oğlu Mustafâ (çiftçi), Deli Mehmed (çiftçi), Kara Osmân-oğlu Celîl (çiftçi), Ömer-oğlu Hasan (çiftçi), Kara Mehmed (çiftçi), Ahmed-oğlu Ahmed (eytâm), Kel Hasan (hizmetkâr), Hidiv(?) Mehmed (çoban), Koca Mûsâ (çiftçi), Deli Hasan-oğlu Hasan (çiftçi), Kömürcü Mehmed (çiftçi), Köse’nin Mustafâ (çiftçi), Hanîfe-oğlu Mehmed (çiftçi), Yazıcı-oğlu Alî (çiftçi), Kör Halîl (çiftçi), Kabak İbrâhim (hizmetkâr), Abdülkerîm (çiftçi), Hâcı Osmân-oğlu Bekir (çiftçi), İmâmın Hüseyin (çiftçi), Kâdir Mustafâ (çoban), Hamza-oğlu İsmâ’îl (çiftçi), Enbiyâ-oğlu Süleymân (çiftçi), Süleymân Çavuş (çoban), İbiş-oğlu İbrâhim (çiftçi), Çolak-oğlu Hasan (çiftçi), Hasib-oğlu Hasib (çiftçi), Kâsım-oğlu Mustafâ (çiftçi), Sarı Süleymân (çiftçi), Tat-oğlu Ömer (çiftçi), Topal Alî (çiftçi), Koca Memiş (çiftçi), Deli Ahmed (çiftçi), Minnet-oğlu Abdullâh (çoban), Uncu Alî (çiftçi), Serseri-oğlu Ahmed (çiftçi), Deli Süleymân (çiftçi), Cin Hüseyin (çiftçi), Abdülkerim’in Karındaşı Mehmed (çiftçi), İdris’in Karındaşı Deli Hasan (çiftçi) ve Tüysüz-oğlu Mehmed’dir (çiftçi) (BOA., ML., VRD., TMT., nr. 9897).
Köy, R. 1338/ M. 1922’de Konya Vilâyeti Sıhhiye Müdürü Dr. Nazmi Azmi Bey (SELCEN soyadını almıştır, R. 1303/ M. 1887, Arapgir, Malatya-1945, İstanbul) tarafından kaleme alınan “Türkiye’nin Sıhhi-i İçtimai Coğrafyası-Konya Vilâyeti” kitabında, Konya Vilâyeti, Karaman Kazâsı, Merkez Nâhiyesi’ne bağlı köy olarak geçmektedir.
Sapancalı Muallim H. Hüseyin Bey (R. 1309/ M. 1893, Sapancalı, Sakarya-1958, ?), R. 1338/ M. 1922 yılında kaleme aldığı “Karaman Ahval-i İçtimâiyye Coğrafiyye ve Tarihiyyesi” isimli kitabında, köyde Devretü ula sınıfını ihtiva eden köy mektebinden bahsetmektedir.
Talebe miktarını 100 olarak kaydeden Sapancalı, mülâhazat bölümüne bu mektebin “geçen sene lağv edildi”ği notunu düşmüştür.
1928 yılında eski Türkçe alfabe ile yayınlanan “Son Teşkilat-ı Mülkiye’de Köylerimizin Adları” isimli kitapta Süleymânhâcı Köyü; Konya Vilâyeti, Karaman Kazâsı, Merkez Nâhiyesi köyleri arasında zikredilmiş ve eski Türkçe harfler ile “سليمان حاجى”, Lâtin harfleriyle “Suleyman hadji” şeklinde ifade edilmiştir.
Köy idarî olarak Konya Vilâyeti, Karaman Kazası’nın Merkez Nahiyesi’ne bağlı iken, 15 Haziran 1989 tarihinde kabul edilen 3578 sayılı 4 il ve 5 ilçe Kurulması Hakkında Kanun gereğince Karaman ili, Merkez İlçe’ye bağlı Kılbasan Bucağı’na bağlanmıştır (21 Haziran 1989 tarihli ve 20202 sayılı Resmî Gazete).
Ülkemizde “Süleymanhacı” adında başka bir yerleşim yerine rastlanmamaktadır. Çankırı-Ilgaz’da bir köyün adı ise “Süleymanhacılar”dır.
Karaman’ın mahalle, kasaba ve köylerinin tarihçesini araştıran ve bunu kitabında yayınlayan Durmuş Ali GÜLCAN (R. 1319/ M. 1904, Karaman-1996 Karaman), bu yöreye yerleşen Türkmen oymaklarını; daha önceleri Aksaray’ın Eşmekaya Köyü dolaylarına yerleşmiş olan Bayat ve Çepni Türk boylarından oldukları sanılan Hacı Osmanlı obalarına bağlamaktadır.
GÜLCAN, XVIII. yüzyılın ortalarında ilk yerleşim yerlerinden kalkıp gelen bu Türkmen oymaklarının Acıgöl dolaylarını suluk, sıvatlık, iyi yayılımı olduğu için beğendiklerini ve göl yakınlarına obalarını kurup yerleştiklerini belirtmektedir.
GÜLCAN’a göre bir zaman sonra obanın beyi olan Hacı Süleyman’ın ismi kurulan köye isim olarak verilmiştir.
Diğer bir iddiada; köy halkının kuraklık döneminde Ereğli, Aziziye, Çayhan ve Çakmak yöresinden gelip, gölün etrafına yerleştikleri şeklindedir. Köy halkının şivesi, bu yöre halkı şivesine uymaktadır.
Süleymanhacı, Ortaoba, Kaşoba ve Sudurağı Kasabası’nın çoğunluğu Süleyman-Hacılu Aşireti’ndendir. Aslında bu aşiretin Çayhan kolundandır.
Bozulus’a dâhil aşiretlerden olan Süleyman Hacılu aşireti, Bozulus ile birlikte Orta Anadolu’ya gelmiş ve Karaman sakini Bozulus arasında yerini almıştır. Bunlardan bazıları Konya ve Silifke taraflarına gidince mal-ı miri toplamakta güçlük çekildiği gerekçesi ile döndürülmelerine karar verilmiştir. Bazı aşiret mensupları ise Karaman toprağında yerleşik hayata geçmiştir. Bunlar “ehl-i örf taifesi” tarafından sık sık Rakka iskânı ile tehdit edilmişse de Bozulus kadısının bu hususu merkezi hükümete bildirmesi üzerine rahatsız edilmemeleri için hüküm gönderilmiştir.
Prof. Dr. Halil İNALCIK, “History Studies –Tarih Araştırmaları” adlı eserinde Süleyman ve Hacı adındaki iki kardeşin mahiyetindeki bir obanın Otamış Yaylası olan bu bölgeye gelip, yerleştiklerinden bahsetmektedir.
XIX. yüzyılın sonlarında Kaşoba, XX. yüzyılın ilk yarısında da Ortaoba, Süleymanhacı Köyü’nden ayrılmışlardır.
Bölgeye yerleşen Türkmenler, davarcılığın yanı sıra taşımacılık yapılan develer de beslemişlerdir. Her ailenin gücüne göre 3-4 ve daha fazla develeri bulunurdu. Taşucu İskelesi ve İskenderun limanları ve gerektiğinde İzmir Limanı’na tahıl gibi bitkisel ürünler deve kervanları ile taşınırdı.
Ahmet Refik, XIX. yüzyıla kadar ki çağlarda, Süleymanhacılı Türkmen boyları arasında da talancılar olduğunu kaydetmektedir.
Köy, H. 1314/ M. 1896 yılı Konya Vilâyeti Sâlnâmesi’nde (İl Yıllığı) 160 hâne ve 862 kişi olarak kayıtlıdır.
H. 1320/ M. 1904 genel nüfus yazımı defterinde 500 kişi olarak geçmektedir. Bu düşüşün nedeni Kaşoba’nın ayrılarak bağımsız muhtarlık hâline dönüşmesidir.
Köy; 1935’de 500, 1940’da 488, 1945’de 496, 1950’de 508, 1955’de 583, 1960’da 708, 1965’de 767, 197’de 804, 1975’de 705, 1980’de 858, 1985’de 970, 1990’da 894 ve 2000’de 925 kişi olarak sayılmıştır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2017 yılında geçilen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne (ADNKS) göre köyün nüfusu 820 kişidir.
2008’de 795, 2009’da 787, 2010’da 783, 2011’de 762, 2012’de 761, 2013’de 774, 2014’te 791, 2015’de 822, 2016’da 804, 2017’de 789, 2018’de 769 ve 2019’da 761 kişi olarak tespit edilmiştir.
Köydeki sülâlelerin lâkapları; Akınlar, Cerenler, Çakıcılar, Murtazalar, Necipoğulları, Tekler, Tomaslar, Tosunlar ve Yılmazlar’dır.
Köydeki lâkaplar; Cayırtı, Efe, Kabadayı, Koç, Yeşil ve Zebir’dir.
Köyün medar-ı iftiharı Çanakkale şehidleridir.
İstihkâm Er Mevlüd-oğlu Bayram (R. 1307/ M. 1891- R. 19 Haziran 1331/ M. 2 Temmuz 1915); Birinci Cihân Harbi, Çanakkale Cephesi, Seddülbahir Muharebesi’nde şehâdet şerbetini içmiştir.
Piyâde Er Mûsâ-oğlu Bekir (R. 1306/ M. 1890- R. 20 Haziran 1331/ M. 2 Temmuz 1915); Birinci Cihân Harbi, Çanakkale Cephesi, Seddülbahir Muharebesi’nde şehit düşmüştür.
Piyâde Er Mehmed-oğlu Hasan (R. 1309/ M. 1893- R. 19 Haziran 1331- M. 2 Temmuz 1915); Birinci Cihân Harbi, Çanakkale Cephesi, Seddülbahir Muharebesi’nde şehit olmuştur.
Er Osmân-oğlu Mehmed (?- R. 25 Teşrinievvel 1331/ M. 7 Kasım 1915); Birinci Cihân Harbi, Çanakkale Cephesi, Hilâl-i Ahmer Tıp Fakültesi Hastahanesi’nde şehâdet mertebesine erişmiştir.
549 seçmeni olan Süleymanhacı Köyü’nde 1 Kasım 2015 günü yapılan 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nde 510 seçmen 1404 ve 1405 numaralı sandıklarda oy kullanmıştır. Kullanılan oyların 497’si geçerli sayılırken, 13 oy geçersiz sayılmıştır.
Süleymanhacılılar, 428 oyla en fazla AK Parti’yi tercih etmiştir. MHP 30 oy ve CHP 29 oy almıştır. HDP’ye ise oy çıkmamıştır.
16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişi öngören halk oylaması (referandum) sonuçlarına göre; Süleymanhacı Köyü’nde %86,74 oranında “evet” ve %13,26 oranında “hayır” çıkmıştır.
Köy muhtarı, Ali MOR’dur (irtibat numarası: 0537 424 38 59).
Köyün azaları; Sami ÖZCAN, İsmail DEMİR, Sefer ASLAN ve Memiş YAPICI’dır.
Köyün önceki muhtarlar; Halit AKIN (2004-2014), Mehmet ÇAKICI (1999-2004), H. İbrahim TEK (1994-1999), Osman ÖZÜNAL (1989-1994), Bayram KOÇ (1985-1989), Ramazan YILMAZ (1984), İsmail ÖZÜNAL (1972-1984), Mustafa MOR (1970-1971), Hasan ASLITÜRK (1968-1969), İsmail ÇAKICI (1963), Hüseyin AKIN (1963), Ramazan YALÇIN (1962-1963), Memiş ÜLKER (1956-1959), Ramazan YALÇIN (1954-1956), Ahmet ATAY (1951), Osman HOTAMIŞ (1950-1951), Hüseyin AKIN (1949), Kadir KAYA’dır (1947-1949).
Köyün geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Köyde arpa başta olmak üzere, dane mısır, buğday, nohut, yağlık ayçiçeği, şeker pancarı, yonca, tritikale, silajlık mısır, kavun, Macar fiği, üzüm, elma, kabak, sarmısak ve çerezlik kabak gibi ürünler yetiştirilmektedir. Köy kavunu ile meşhurdur.
Köyde 97 adet büyükbaş hayvan ile 5.407 adet koyun ve 835 adet keçi olmak üzere toplam 6.242 adet küçükbaş hayvan varlığı bulunmaktadır.
Köyün 895,1646 hektar mera varlığı bulunmaktadır. Ayrıca 7,45 hektar harmanyeri bulunmaktadır.
1978 yılında kurulan sulama kooperatifinin 122 ortağı bulunmaktadır. 2015 yılında kapalı sisteme alınma çalışmaları tamamlanmıştır. Kooperatif 7 bin 500 dekar alana sulama hizmeti götürmektedir.
2002 yılında kurulan tarımsal kalkınma kooperatifi ise gayri faaldir.
Köy, 3 Eylül 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu kapsamında “uygulama alanı” olarak ilân edilmiştir. 1.091,8 hektar alanda toplulaştırma çalışmaları hâlen devam etmektedir. Az topraklı ve topraksız çiftçilere toprak dağıtımı da yapılacaktır.
Köyde arazi kadastrosu 11 Şubat 1968 tarihinde kesinleşmiştir. Köyün 128,0593 hektar orman varlığı bulunmaktadır.
Tuzlu olan Acıgöl, 1998-1999 yıllarında tamamen kurumuştur. Gölde sazan balığı tutulmakta olup, kamışı ile geçimin sağlayan köylüler bulunuyordu. Tapuda; 139,9875 hektar göl ve 35,7750 hektar göl metrukatı kayıtlıdır.
Köyün mevkiileri; Aktaş, Araparkacı, Arzıman (Demirlik), Arzıman altı, Akgediği arkası, Aktaş altı, Aktaşüstü, Bağlık, Burun, Cehirlik, Cehrelik, Bozdağ, Dağardı, Dedeli, Demirlik, Fidanlık, Gedikağılı, Gökboğaz, Gölardı, Kaçdağı, Kaklıkaya, Kalaylı, Karadağ, Kocakoyak, Koçdağı, Koçgediği, Kömedöllük, Köycivarı, Köyiçi, Kuzugöl, Küçükkoyak, Madenşehriyoluüzeri, Ozar, Pınarbaşı, Sadıkaya, Sapcan altı, Sapcan üstü, Sarıkaya, Tekarmut, Teslime ve Yamaç’dır.
Köyün dağları; Ahmet Dağı, Bozdağ, Harmandağı, Hoyuklu Dağı, Kalaylı ve Kızıldağ’dır.
Köyün tepeleri; Büyükdedeli, Hasanlı ve Küçükdedeli tepeleridir.
Köyde ilkokul 1957 yılında 3 derslikli olarak açılmıştır. Bu okula 1996 yılında ek bina yapılmıştır. İlkokul 4 derslikli ve ana sınıfı şeklindedir. Ortaokul öğrencileri Kisecik Köyü’ne taşınmaktadır. Okula ait gelir arazisi bulunmaktadır.
Köyde; yeşil saha (5.235 m2), spor alanı (18.144 m2), sosyal tesis (5.133 m2), okul öğretmenevi (4.764 m2), kerpiç mescid (71 m2), câmii (2.011 m2) ve kargir câmii (780 m2) bulunmaktadır.
Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. Köyün içme suyu derin sodaj kuyu ile sağlanmaktadır. Köyde su deposu bulunmaktadır.
Köyde PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur.
Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup, köy içi yollarının parke taşı ile kaplanması 48 bin m2 olarak planlanmış olup, sadece 11 bin m2’si yapılmıştır.
Köye elektrik 1977 yılında ve sabit telefon ise 1986 yılında gelmiştir.
BİBLİYOGRAFYA:
Cengiz Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğu’nda Aşiretleri İskân Teşebbüsü (1691-1696), İstanbul 1963, s. 34; Osman Gümüşçü, XVI. Yüzyıl Larende (Karaman) Kazasında Yerleşme ve Nüfus, Ankara 2001, s. 29, 57; Alâaddin Aköz, “XVI. Asırda Lârende Kazâsı Hakkında”, Osmânlı Araştırmaları XIII, İstanbul 1993, s. 104, 115, 133; Suat Yıldız, (H.984) 1576-1577 Tarihli Timar Ruznamçe Defterine Göre Karaman Eyaleti (Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya 2010, s. 155, 242, 243; Doğan Koçer, Karaman Temettü’ât Defterleri, Karaman 2007, c. III, s. 519-550; Sevda Gürbüz, 296 Numaralı Karaman Şer’iye Sicili Çerçevesinde 1829-1832 Yılları Arasında Karaman’da Sosyal, İdarî ve Hukukî Hayat, (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya 2009, s. 139; Durmuş Ali Gülcan, Karaman Mahalle, Kasaba ve Köyleri Tarihçesi, Karaman 1989, s. 302-304; Abdullah Uysal, Necati Alodalı, Musa Demirci, Dünü, Bugünüyle Karaman Kültür-Tarih-Coğrafya, Konya 1992, s. 180; Hatem Aka, H. 1186-1190 (M. 1772-1776) Tarihli 290 Numaralı Karaman Şer’iye Sicil Defterinin İncelenmesi (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya 1994, s. 144; Son Teşkilat-ı Mülkiye’de Köylerimizin Adları, Dahiliye Vekaleti, İstanbul 1928, s. 853; Mehmet Kurt, Antik Çağda Karaman (Laranda) ve yakın Çevresi, Konya 2011, s. 22, 24, 34, 95, 119, 120, 121, 145, 159,160; Mehmet Kurt, Eski Çağda Karaman, Ankara 2007, s. 40, 41, 45, 67, 70, 72, 85, 101, 102, 105; Sapancalı Muallim H. Hüseyin Bey, Karaman Ahval-i İçtimâiyye Coğrafiyye ve Tarihiyyesi (1338 R./ 1341 H.), Yayınlayan: İbrahim Güler, Ankara 1993, s. 86; Osman Ülkümen, Karaman ve Çevresi Türkmenleri Tarihi, Kültürü, Karaman 2011, s. 46, 47, 73, 91, 95; Musa Şaşmaz, Türkiye’nin İdari Taksimatı (1920-2013), Ankara 2014, c. 10, s. 229, 276; İçişleri Bakanlığı, İller İdaresi Genel Müdürlüğü, Köylerimiz (1 Mart 1968 gününe kadar), Ankara 1968, s. 488; biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=95&locale=tr erişim tarihi: 05.02.2016; karaman.gov.tr/il-mahalli-idareler-mudurlugu erişim tarihi: 19.02.2016; www.karamankadastro.gov.tr erişim tarihi: 02.06.2016; https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCleymanhac%C4%B1,_Karaman erişim tarihi: 02.06.2016;
sonuc.ysk.gov.tr/module/ssps.jsf erişim tarihi: 07.02.2016; www.yerelnet.org.tr/koyler/koy.php?koyid=265616 erişim tarihi: 02.06.2016;
www.e-icisleri.gov.tr/Anasayfa/MulkiIdariBolumleri.aspx erişim tarihi: 02.06.2016.
Uğur ERKAN.