Karaman merkeze bağlı köy.

37° 16′ 24,5202” kuzey ve 33° 13′ 12,7056” doğu koordinatlarında yer alan köy, Karaman’ın kuzeyinde bulunmaktadır.

Ovada kurulan köy, Karaman’a 10,2 km. uzaklıktadır.

Köyün bulunduğu yerin rakımı (deniz seviyesinden yüksekliği) 1.011 m’dir.

Köy; Karaman merkez, Kılbasan, Hamidiye (Suğla) ve Kızık köyleriyle komşudur.

Köye 8 km mesafeden daha yakın 4 köy bulunmaktadır. Hamidiye (Suğla) 5,72 km, Kızık 6,1 km, Kılbasan 6,2 km ve Sazlıyaka 7,29 km’dir.

Çakıllı Höyüğü (Tescil ve Karar No: 05.11.1999-658); köye yaklaşık 2 km uzaklıkta yer almaktadır. Höyük yaklaşık 175×150 metre genişliğinde, 6-7 m yüksekliğinde bir alana yayılmaktadır. Tarım arazisi olarak kullanılan höyükte tahribat olduğu tespit edilmiştir. Bu alanda yapılan incelemelerde ele geçen seramik parçalarından Kalkolitik Çağı, Erken Tunç Çağı, Roma ve Bizans Döneminde yerleşim gördüğü anlaşılmaktadır.

Göztepe I Höyüğü (Tescil ve Karar No: 05.11.1999-658); köy içerisinde yer almaktadır. Yaklaşık olarak 250×200 m’lik alana yayılmaktadır. Höyükten toprak alınması sonucu tahrip edildiği anlaşılmıştır. Bu alanda yapılan incelemelerde seramik parçalarıyla karşılaşılmıştır. Bu seramik parçalarına bakıldığında burada Kalkolitik Çağ, Erken Tunç Çağ, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde yerleşim gördüğü anlaşılmaktadır.

Göztepe II Höyüğü (Tescil ve Karar No: 05.11.1999-658); köye yaklaşık 1 km uzaklıkta, Göztepe-Karaman yolunun kenarında yer almaktadır. Höyük yaklaşık olarak 175×150 m genişliğe 4-5 m yüksekliğe sahiptir. Tarım arazisi olarak kullanılan höyük tahribata uğramıştır. Alanda yapılan incelemelerde ele geçen seramik parçalarından Kalkolitik Çağ, Erken Tunç Çağ, Roma ve Bizans dönemlerinde yerleşim gördüğü anlaşılmaktadır.

Karaman ve köylerini araştıran ve bunu kitabında yayınlayan Durmuş Ali GÜLCAN [1319 (1904), Karaman-1996 Karaman], köyün adını eski bir örenyeri olan “Gözhöyük”ten aldığını kaydetmektedir.

GÜLCAN, insan emeğiyle meydana getirilen höyüğün, civar yerler ile haberleşme amaçlı bir gözetleme yeri olarak kullanıldığından bahsetmektedir.

XVI. yüzyıl Lârende (Karaman) Kazası’nda yerleşme ve nüfusu araştıran ve bunu kitabında yayınlayan Osman GÜMÜŞÇÜ, Göztepe Köyü’nün bu yüzyılda bulunmayışı ile köy yakınındaki harabelerin geçmişte yaşamış köyün kalıntıları olabileceğini kaydetmektedir.

1338 (1922) yılında Doktor Nazmi (SELCEN) tarafından kaleme alınan “Türkiye’nin Sıhhi-i İçtimai Coğrafyası-Konya Vilayeti” kitapta Göztepe Köyü, Merkez Nâhiyesi’ne bağlı köyler arasında geçmektedir. SELCEN, Karaman’da Rumeli ve Bulgaristan’dan göç eden muhacirlerin varlığından söz etmektedir.

Sapancalı Muallim H. Hüsnü Bey [1309 (1893), Sapancalı, Sakarya-1958, ?]; 1338 (1922) yılında kaleme aldığı “Karaman Ahval-i İçtimâiyye Coğrafiyye ve Tarihiyyesi” isimli kitabında, Merkez kazâya bağlı Göztepe Köyü’nün Karaman’a mesafesinin 2 saat olduğunu kaydetmiştir.

Sapancalı, Rumeli muhaciri köylerden bahsederken; “Son yarım asır zarfında Rumeli’nin Bulgar eyâletlerinden gelen muhacirlerle beş köy teşkil edilmiştir. Mecidiye, Mesudiye, Dilbeyan, Göztepe Devagandus. Bunlar vasatî olarak otuzar hâneli ve yüzer nüfuslu köylerdir. Çalışkan ve zeki insanlardır. Gerek erkekleri ve gerek kadınları tarz-ı tekellüm ve telebbüslerini el’an muhafaza etmektedirler. Karaman ziraat hayatında ve arabacılıkta rehberlik hidmetini görmüşlerdir.” demektedir.

1928 yılında eski Türkçe alfabe ile yayınlanan “Son Teşkilat-ı Mülkiye’de Köylerimizin Adları” isimli kitapta Göztepe Köyü; Konya Vilayeti, Karaman Kazası, Merkez Nahiyesi köyleri arasında zikredilmiş ve eski Türkçe harfler ile “كو زتپه”, Lâtin harfleriyle “Gheuz tépé” şeklinde ifade edilmiştir.

Köy, Konya ili, Karaman İlçesi, Kılbasan Bucağı’na bağlı iken, 15 Haziran 1989 tarihinde kabul edilen “3578 sayılı 4 il ve 5 ilçe Kurulması Hakkında Kanun” ile Karaman İli, Merkez İlçesi, Kılbasan Bucağı’na bağlanmıştır (21 Haziran 1989 tarihli ve 20202 sayılı Resmî Gazete).

Göztepe adını taşıyan mahalleler; Erzurum Pazaryolu, İstanbul; Bağcılar, Beykoz, ve Kadıköy, Gaziantep Şehitkâmil, İzmir Konak, Malatya Battalgazi, Karaman Başyayla, Gümüşhane Kelkit Gümüşgöze, Ankara Bala, Adana Sarıçam ve Eskişehir Odunpazarı ilçe merkezlerinde bulunmaktadır.

Göztepe adını taşıyan köyler; Bitlis Mutki, Muş Bulanık ve Adıyaman merkezde yer almaktadır.

Göztepe adını taşıyan bağlılar; Elazığ Arıcak Yoğunbilek, Siirt Kurtalan Saipbeyli, Tunceli Pertek Pınarlar bucak merkezi ve Rize Pazar-Suçatı’da bulunmaktadır.

“Kırım Harbi” [22 Eylül 1269 (4 Ekim 1853)-18 Mart 1272 (30 Mart 1856) Osmanlı-Rus] ile hız kazanan göçler “93 Harbi”nden [12 Nisan 1293 (24 Nisan 1877) – 19 Şubat 1293 (3 Mart 1878) Osmanlı-Rus] sonra daha da yoğunluk kazanmıştır. Balkanlardan baskı ve zorlamalarla on binlerce Türk nüfus Anadolu’ya akmıştır.

XIX. yüzyılda savaşlar ve diğer nedenlerden dolayı Anadolu Türk nüfusu devamlı azalma göstermekteydi. Özellikle erkek nüfusun azalması üretimi olumsuz etkilediği gibi savaşacak insan gücünü de azaltmaktaydı. Muhacirler azalan Anadolu nüfusunu takviye etmekteydi. Bu nedenle Osmanlı Devleti de gelen göçmenleri iyi karşılayıp tüm ihtiyaçlarını karşılamak sureti ile Anadolu’ya yerleştiriyordu. Bu yerleştirme politikasının altında ekonomi ve savaşacak insan gücü oluşturma isteğinin yanında artık Anadolu’nun Türk’ün son vatanı alacağının anlaşılmış olmasından dolayı Türk nüfusu çoğaltma isteği de yatmaktadır.

Gelen muhacirleri yerleştirmek için kurulmuş olan Muhacirin Komisyonu gelenlerin özellikleri ve isteklerini dikkate alarak yerleştirmeyi yapmıştır. En yoğun yerleştirmelerin yapıldığı yerlerin başında Orta Anadolu (Konya ve Karaman) gelmektedir. 1305 (1890) yılına doğru muhacirler için Konya Vilâyeti’nde 227.799 dönüm hâlî arazi olduğu tespit edilmiştir ki, bunun 136.000 dönümü (%59,7) Karaman’da bulunmaktaydı. Karaman’da 6.800 muhacirin iskânına yetecek kadar hâlî arazinin bulunduğunu tespit edilmesi üzerine sevkler başlamış, 1305-1306 (1890-1891) ve 1314 (1899) yıllarında yoğunluk kazanmıştır. Fasılalarla olsa da daha sonraki yıllarda devam etmiştir.

Devlet muhacirlerin her türlü ihtiyaçlarını karşıladığı gibi zaman zaman muhacirlere yönelik yerli halkın tepkilerine karşı da tedbirler almıştır.

Osmanlı Devleti [698 (1299)- 1339 (1923)], bunlarla ilgili kayıtları ayrıntılı bir şekilde tutmuş ve yerleştirilen muhacirler için oluşturulan yeni yerleşim yerleri olan köy ve kasabaların haritasını dahi yapmıştır.

Şehir ve kırsal kesimdeki hâlî (boş) veya hazine arazileri tahsis edilerek muhacirler yerleştirilmiştir. Muhacirler kısmen çölümsü bir manzara arz eden geniş düzlüklerde ve daha önceki yüzyıllarda terkedilmiş ören yerlerinde iskân edilerek, buraların yeniden şenlendirilmesine çalışılmıştır.

Karaman ve çevresindeki alanlarda XIX. yüzyılın başından itibaren mahalle ve köy olarak çok sayıda yerleşim yeri (İslihisar, Karalgazi, Bosala, Mecidiye, Mesudiye, Mercik, Davgandos, Göztepe, Hamidiye, Üçbaş) ortaya çıkmıştır.

1321 (1906) yılında Şumnu civarından Karaman’a gelen muhacirlerden 30 hâne Zengen, Kızılkuyu (Kâzımkarabekir) ve Süleymanhacı köylerine geçici olarak yerleştirilmiştir.

1325 (1910) yılına doğru, kendi arzuları da dikkate alınmak suretiyle, Karaman’ın 10 km kadar kuzeyinde “Gözhöyük” adlı mevkide, devlet bütçesinden yaptırılan yerlere yerleştirilmişlerdir.

Anlatılanlara göre; köyde iskân olunan muhacirlerden çoğu “93 Harbi” [12 Nisan 1293 (24 Nisan 1877) – 19 Şubat 1293 (3 Mart 1878) Osmanlı-Rus] sırasında Şumnu yakınlarındaki ormanlarda üç ay kadar gizlendikten sonra, Varna yoluyla Anadolu’ya geçerek Sinop’a gelmişlerdir.

1296 (1880) yılına doğru Bulgarların izin vermesi üzerine memleketlerine tekrar geri dönmüşlerdir. Fakat bir müddet sonra Bulgar zulmü ile karşı karşıya kaldıklarından, bir kere daha memleketlerini terk etmek zorunda kalarak, İstanbul’a gelmişlerdir. Sultan Ahmet Meydanı önünde günlerce perişan bir hâlde kaldıktan sonra, Konya Vilâyeti’ne sevk edilmişlerdir.

1324 (1908) yılında gelen muhacirlerden bir grup, daha önce Şumnu muhacirleri tarafından kurulan Hamidiye Köyü’ne yerleştirilerek, bunların teşkil ettikleri mahalleye “Cedidiye” adı verilmiştir [Babalık Gazetesi, Nr. 894, 11 Teşrinisani 1324 (24 Kasım 1908), s. 1].

Şumnu (Šumen); Kuzey Bulgaristan’da tarihî bir şehirdir. Şumnu platosundan dik yamaçlarla inilen ve bu platodan 200 m daha aşağıda bulunan Bokluca (Projna) çayının iki yakasında deniz seviyesinden 230 m yükseklikte kurulmuş, kuzey tarafından, bu yönden gelecek olanların göremeyeceği biçimde alçak tepelerle korunmuştur.

Coğrafî konumu şehrin olduğu yeri kolay savunulabilir bir duruma getirmiştir. XI ve XII. yüzyıl Bizans otoriteleri şehri “Simeonis” diye adlandırmıştır. XII. yüzyılın ortalarında Şerîf el-İdrîsî burayı “Misionis”in bozulmuş biçimi olarak anar, eski ve meşhur bir şehir olduğunu söyler. II. Bulgar İmparatorluğu’nun (1186-1393) sıkıntılı yıllarında Şumnu küçüklüğüne rağmen ekonomik ve askerî merkez halinde öncelikli bir öneme sahiptir.

Şehir Osmanlı idaresine 790-791 (1388-1389) yıllarında kış seferi sırasında geçti. Vezîriâzam Çandarlı Ali Paşa çatışma olmadan müstahkem şehri ele geçirdi. Osmanlı tarihçisi Neşrî’nin anlattıklarıyla örtüşen o döneme ait bir rivayete göre ovada karargâh kuran Osmanlılar’a şehrin kalesinin anahtarları ahali tarafından teslim edilmiştir.

884 (1479), 890 (1485), 922 (1516), 932 (1525), 963 (1555) ve 988 (1580) tarihli Niğbolu Sancağı tahrir kayıtlarından anlaşıldığına göre; Anadolu’dan getirtilen Türkmen gruplarınca iskân edildi. İki yüzyıl boyunca Şumnu kazasının güney yarısındaki eski Bulgar Hıristiyan köylülerinin bir bölümü Müslüman oldu ve zamanla Türkçe’yi benimsedi (Gradište, Ivanovo/Huyvan, Manoilic, Smolovce, Troitsa, Tusevica ve Yankovo). Bu durum Şumnu’daki Müslüman-Türk unsurunu güçlendirmiştir.

Şumnu’daki tarihî işlemeli Osmanlı evleri, XIX. yüzyıl istihkâmları, kışlaları ve ambarlarıyla camileri şehrin uzun Osmanlı geçmişiyle olan güçlü bağlarını ortaya koymaktadır.

Şehir günümüzde, Karadeniz kıyılarını başşehire bağlayan önemli Varna-Sofya demiryolu üzerinde kara ve demiryolu kavşağı durumundadır.

Sapancalı Muallim H. Hüsnü Bey, 1338 (1922) yılında köyün nüfusunu 27 hâne ve 131 olarak kaydetmiştir.

1341 (1925) yılında yapılacak mebus (milletvekili) seçimi için hazırlanan esas defterinde 171 kişidir.

Köy; 1935’de 114, 1940’da 151, 1945’de 163, 1950’de 218, 1955’de 292, 1960’da 216, 1965’de 245, 1970’de 251, 1975’de 260, 1980’de 216, 1985’de 172 ve 1990’da 127 kişi olarak sayılmıştır.

2000 yılı nüfus sayımında nüfus, aile plânlamasının yaygınlaşması ve köyden şehre göç nedeniyle azalarak 97’ye düşmüştür.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2007 yılında geçilen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne (ADNKS) göre köyün nüfusu 78 kişidir.

2008’de 75, 2009’da 78, 2010’da 87, 2011’de 92, 2012’de 106, 2013’de 113, 2014’te 123, 2015’te 124, 2016’da 139, 2017’de 120, 2018’de 106, 2019’da 112, 2020’de 123 ve 2021’de 128 kişi olarak tespit edilmiştir.

Köy nüfusuna kayıtlı ailelerin soyadları; Ak, Altay, Altuntaş, Atçeken, Avcı, Bağdaş, Bezer, Boğakan, Çakır, Çelebi, Çelik, Eker, Elitaş, Erözcan, Güdücü, Güzel, Işık, Kalay, Karaağaçlı, Kılınç, Kocaoğlu, Koçak, Küçük, Küçükçelebi, Öksüz, Özkartal, Öztürk, Sazak, Şahince, Şahinli, Şimşir, Tan, Ülker, Yaşar, Yavuz ve Yangöz’dür.

87 seçmeni olan Göztepe Köyü’nde 1 Kasım 2015 günü yapılan 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nde 80 seçmen 1362 numaralı sandıkta oy kullanmıştır. Kullanılan oyların 1 tanesi geçersiz sayılmıştır.

Göztepeliler, 58 oyla en fazla AK Parti’yi tercih etmişlerdir. MHP 11 oy ve CHP 7 oy alırken, HDP’ye ise 1 oy çıkmıştır.

16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişi öngören halk oylaması (referandum) sonuçlarına göre; Göztepe Köyü’nde %65,85 oranında “evet” ve %34,15 oranında “hayır” çıkmıştır.

Köy Muhtarı; Göksel ÖZTÜRK’tür [irtibat numarası: 0 (544) 257 18 15].

Köyün azaları; Özer KOCAOĞLU, Fahrettin ERÖZCAN, Nejmi ÖZTÜRK ve Yusuf ÖZKARTAL’dır.

Köyün eski muhtarları; Ünal ÖZTÜRK (2009-2014), Hayati KOÇAK (1999-2009), Yusuf EKER (1994-1999), Hayati KOÇAK (1989-1994), Hikmet KILIÇ (1984-1989), Necati ÖZTÜRK (1977-1984), Hasan ŞAHİNCE (1973-1976), Necati ÖZTÜRK (1971-1973), Şevket YAŞAR (1963-1971), İbrahim ÖZRÜK (1960), Ahmet ERŞAHİNCE (1956), Ömer IŞIK (1955), Vehbi ÇAKIR (1954-1955), Veysel ÖZTÜRK (1952), Ahmet YILDIRIM (1950-1952), İbrahim ÖZTÜRK (1950), İskender ÇAKIR (1948-1950), Recep YAŞAR (1947), Mehmet ÖZTÜRK (1942) ve İskender CAHİT’tir (1941).

Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Dane mısır başta olmak üzere buğday, kuru fasulye, elma, şekerpancarı, silajlık mısır, arpa,yağlık ayçiçeği, ryegrass (süt otu), Macar fiği ve yonca yetiştiriciliği yapılmaktadır.

Köyde 38,975 dekar alan nadasa bırakılmaktadır.

Köyde 532 adet büyükbaş hayvan varlığı ile 1.258 adet koyun ve 176 adet keçi olmak üzere toplam 1.434 adet küçükbaş hayvan varlığı bulunmaktadır.

Köy, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu gereğince 2013 yılında uygulama alanı ilân edilmiş olup, 1.498 hektar alanda toplulaştırma çalışmaları devam etmektedir.

Köyün Yuvatepe ve Hamidiye köyleri birlikte kurulan tarımsal kalkınma kooperatifi gayri faaldir.

Köy, Karaman Ovası Sulama Birliği’nin sulama sahası içerisine girmektedir.

Köyün kadastrosu 31 Ocak 1956 tarihinde kesinleşmiştir. Köyün orman varlığı bulunmamaktadır.

Köyün mevkiileri; Davda Yolu, Fatma Kuyusu, Höyükcivarı, Hüyükdibi, Hüyükkarkası, İncehisse, Kanlıhüyük, Köyiçi, Küllühüyük, Pullukçizisi, Sırataşlar, Soğla Yolu, Toprakkaş, Topraklık ve Topraktaş’tır.

Köyde bulunan okul 1950’li yıllarda inşa edilmiştir. Köyün çocukları ilk ve orta öğrenim için Kılbasan Köyü’nde bulunan Kılbasan İlkokulu ve Kılbasan 75. Yıl Ortaokulu’na taşınmaktadır.

Köyün içme suyu 1 adet derin kuyudan sağlanarak su deposundan şebekeye verilmektedir. Köy yolu asfalt olup, köyiçi yolu parke taşı ile kaplanmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Mehmet Yılmaz, Konya Vilâyeti’nde Muhacir Yerleşmeleri (1854-1914), basılmamış doktara tezi, Konya 1996, s. 217, 236, 237; Sapancalı Muallim H. Hüseyin Bey, Karaman Ahval-i İçtimâiyye Coğrafiyye ve Tarihiyyesi (1338 R./ 1341 H.), Yayınlayan: İbrahim Güler, Ankara 1993, s. 72, 73; Machiel Kiel, “Şumnu”, TDV İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 2010, c. 39, s. 227-230; Son Teşkilat-ı Mülkiye’de Köylerimizin Adları, Dahiliye Vekaleti, İstanbul 1928, s. 854; Cengiz Topal, Karaman Kültür Envanteri, Karaman 2007, s. 68; Osman Gümüşçü, XVI. Yüzyıl Lârende (Karaman) Kazası’nda Yerleşme ve Nüfus, Ankara 2001, s. 51, 64, 141, 180; Durmuş Ali Gülcan, Karaman Mahalle, Kasaba ve Köyleri Tarihçesi, Karaman 1989, s. 200, 201; Abdullah Uysal, Necati Alodalı, Musa Demirci, Dünü, Bugünüyle Karaman Kültür-Tarih-Coğrafya, Konya 1992, s. 147; İçişleri Bakanlığı, İller İdaresi Genel Müdürlüğü, Köylerimiz (1 Mart 1968 gününe kadar), Ankara 1968, s. 241; Doğan Koçer, Karaman Temettü’ât Defterleri, Karaman 2007, c. 1, s. 241; Nazmi Selcen, Türkiye’nin Sıhhi-i İctimâi Coğrafyası Konya Vilayeti, Yayına hazırlayan ve sadeleştiren: Mehmet Karayaman, Konya 2009, s. 80, 82; 2015 Faaliyet Raporu, İl Gıda, Tarım Hayvancılık Müdürlüğü, Karaman 2016, s. 10;  https://biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=95&locale=tr erişim tarihi: 05.02.2016; http://karaman.gov.tr/il-mahalli-idareler-mudurlugu erişim tarihi: 19.02.2016; https://sonuc.ysk.gov.tr/module/ssps.jsf erişim tarihi: 07.02.2016; bucivar.com/karaman/merkez/goztepe erişim tarihi: 20.12.2016.

Uğur ERKÂN.