BİRAND, Mustafa Şevket (Şevket Ahmet)

[1316 (1900)-1956]

Karamanlı akademisyen.

1316 (1900) yılında Karaman’da doğdu. Babası Çerkes Ahmet Hilmi Bey’dir [1277 (1861)-1931]. Âilesi Büyük Çerkes Sürgünü’nde [1280 (1864)] Kuzey Kafkasya’nın Abzah yöresinden Karaman’ın Gökçe Köyü’ne göç eden/sürülen Adigeler’in Brante Âilesi’ndendir.

Babası, Avar beylerinden Emirül Ümera Çerkes-zâde Hâcı Destan’ın oğludur. Karaman’da belediye reisliği yaptı. Babası, 1318 (1902) yılında belediye reisliğini Şeyh Hacı Bekir Efendi’den [?-1341 (1925)] teslim almıştı. İstifa etmek suretiyle reislikten ayrıldığı 1324 (1908) yılına kadar 6 yıl boyunca Karaman belediye reisliği yaptı. Zaman zaman Karaman İdâre Meclisi azalığında da bulundu. Bu nedenle uzun süre Karaman’ın idaresinde görev aldı.

Annesi Rumeli doğumlu olup, Hacı Es’ad ve Halide kerimesi Ayşe Hanım’dır [1291 (1875)-1932].

Çocukluğunun en güzel günleri babasının çiftliğinde geçti. “Çerkesin Çiftliği” olarak bilinen bu çiftlik, Sıdırva (Sudurağı) ve Canhasan (Alaçatı) köyleri arasında geniş arazilere sahipti. Çiftlikte hayvan ahırları, inekler, koyunlar, kazlar, ördekler çok güzel cins atları vardı. Ata binmeyi burada öğrendi. Ata çok güzel biner ve avcılıkta mahirdi.

Karaman Zirâat İdadisi’ni bitirdi. 1336 (1922) yılında Konya Lisesi’nden mezun oldu.

1925 yılında İstanbul Halkalı Yüksek Ziraat Okulu’ndan mezun oldu.

Mezuniyetinden sonra aynı okula asistan kabul edildi ve bu görevinde 3 yıl çalıştıktan sonra agrojeoloji sahasında ihtisas yapmak üzere 1928 yılında Bakanlık tarafından Almanya’ya gönderildi.

1929-1932 yılları arasında Berlin Yüksek Zirâat Okulu’nun jeoloji, mineraloji ve toprak enstitülerinde çalıştı. Aynı zamanda gerek bu yüksek okulun ve gerek Berlin Üniversitesi’nin, branşı ile alakalı, ders ve tatbikatlarına devam etti.

Sömestre tatillerini Prusya Jeoloji Devlet Enstitüsü’nün (Preußische Geologische Landesanstalt) Almanya’nın muhtelif bölgelerinde yaptığı pratik çalışmalarına iştirakle geçirdi.

Prof. Dr. SCHLİCHTERN yanında yaptığı “Über die Methode einer Morfologisch-Petrographischen Kartlerung Anatoliens unter Berücksichtigung der Naturlichen Verhaeltnisse dieses Landes” başlığını taşıyan doktora tezi, 1933 yılında Jena’da basıldı.

Yurda döndükten sonra 2 Nisan 1933 tarihinde “arziyat şefi” oldu.

3 Ekim 1933 tarihinde Yüksek Zirâat Enstitüsü’nün kurulması üzerine burada Arziyat Kürsüsü şefliğine atandı.

Kısa bir müddet Yüksek Zirâat Enstitüleri Jeoloji Enstitüsünde şef asistan olarak çalıştıktan sonra jeoloji sahasındaki bilgi ve müktesebatını genişletmek maksadı ile tekrar Almanya’ya Heidelberg Üniversitesi Jeoloji Enstitüsü’ne gönderildi. Burada da meslekî sahada iki sene müddetle çalıştıktan sonra yurda döndü ve Yüksek Ziraat Enstitüleri Jeoloji Enstitüsünde Prof. Dr. Wilhem Salomon CALVI’nin (1868 -1941) yanında yine şef asistan olarak vazifesine devam etti.

 28 Mart 1936 tarihinde “Bursa Nilüfer Vadisi’nin Jeolojik, Petrografik ve Pedolojik Vaziyeti” konusundaki araştırmaları ile habilitasyon tezini tamamlayarak ikinci sınıf doçent oldu.

1937-1938 arasında askerlik görevini ifa etti.

İkinci sınıf doçent unvanı ile 3 yıl çalıştıktan sonra birinci sınıf doçentliğe yükseltildi. Başarılı çalışmalarının Prof. Dr. Kurt LEUCHS (1881-1949) tarafından onaylanması üzerine 7 Şubat 1941 tarihinde ikinci sınıf profesörlüğe atandı.

Prof. Dr. LEUCHS’un Türkiye’den ayrılması üzerine Yüksek Zirâat Enstitüleri Jeoloji Enstitüsü Müdürlüğüne tâyin edildi.

1943 yılında birinci sınıf profesör oldu ve 1947 yılında ordinaryüs profesörlüğe yükseltildi.

1950 yılında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi’nde Tabiîye Bölümü’nün kurulması ile buradaki Jeoloji kürsüsüne kadrosuyla birlikte nakledildi. Vefatına kadar burada kürsü başkanlığı görevini yürüttü.

Bir hoca olarak zirâat, fen, dil tarih coğrafya fakültelerinde sayısız talebeler yetiştirdi. Prof. Dr. Nafiz İLGÜZ, Dr. Utarit AKTUĞ ve Mesut ÖZUYGUR’un tez çalışmalarını yönetti. Fen fakültesinde dekan vekilliği ve senato üyelikleri yaptı.

6 Mart 1939 yılında Alman Jeoloji Cemiyeti azâlığına kabul edildi.

Araştırma konuları arasında jeoloji ve mineraloji yanında toprak erozyonu ve toprak haritacılığı da önemli bir yer tuttu.

Çalışmaları arasında; Bursa civarındaki heyelanların incelenmesi, Kırklareli Vilâyeti’nin su işleri konusu, Ankara Vilâyeti’nin su sorunları, Konya Vilâyeti’ndeki fosil yataklarının incelenmesi gibi değişik konular da yer aldı.

1952 yılında bir dönem için Türkiye Jeoloji Kurumu başkanlığına seçildi.

Çeşitli yurt dışı bilimsel toplantılara katıldı, Almanya başta olmak üzere 1 yıl İngiltere’de, ayrıca İtalya, Fransa, İsviçre ve Cezayir’de bilimsel araştırma ve incelemelerde bulundu.

Bilimsel araştırmalar yapmak üzere gittiği Almanya’da hastalanarak, Münih’te tedavi edilmekte olduğu hastanede 28 Temmuz 1956 tarihinde vefat etti.

Vasiyeti üzerine naaşı memleketi Karaman’da toprağa verildi. Mezar taşında:

Burada doğdum

Burada inandım sana

Yine geldim

Burada sığındım sana” yazmaktadır.

1938 yılında emekli General Mehmet Vehbi [KIPÇAK; 1291 (1875)-1946] ile Hayrünnisa Hanım’ın kerimeleri Perihan Fatma Hanım’la ile evlendi. Bu izdivaçtan 7 Ocak 1939’da Altay Ahmet (İnşaat profesörü) ve 11 Kasım 1944 tarihinde Mehmet Tuncay (elektrik-elektronik profesörü) dünyaya geldi.

Vefatından sonraki yazısında Prof. Dr. Nafiz İLGÜZ, onu şu şekilde tarif etmektedir:

İlim hayatında olduğu kadar idarî hususlarda da otoriter bir yaradılışa malik olan Şevket BİRAND, tedris hayatına başladığı otuz bir yıl evvelinden vefatına kadar binlerce memleket evlâdına feyiz vermiş ve onların yetişmelerinde büyük bir titizlikle durmayı daima üstün bir vazife bilmiştir. Mesleğine ve vazifesine karşı duyduğu derin ve yüksek alâkayı ölümle karşı karşıya bulunduğu sıralarda bile eksik etmediği mektuplarında verdiği direktifler ve yaptığı tavsiyelerle göstermiştir. Yazmakta olduğu jeoloji kitabına koymayı tasarladığı bazı yeryüzü şekillerinin fotoğraflarını almak maksadıyla hastanede geçirmekte olduğu son günlerinde dahi yurda döndüğü zaman yapacağı geziler için bulunduğu teşebbüsler, azminin derecesini takdire bir mikyas teşkil eder. Jeolojinin çeşitli mevzularına ait muhtelif maksat ve gayeler güden ve her seviyeyi muhatap tutan küçük büyük neşrettiği 30 kadar eseriyle Ş. BİRAND jeolojinin memleketimizdeki inkişaf ve yayılmasında rol alan önderlerden biri olmuştur. Hatıraları ve eserleriyle aramızda müstesna bir yer işgal ederek sessizce yaşamakta olan bu aziz meslektaş yurduna hasret çektiği Almanya’da yaptığı vasiyet üzerine cenazesinin nakledildiği, gençliğinin en mümtaz ve renkli hatıralarıyla dolu olan Karaman’da bugün sayın Ord. Prof. H. N. PAMİR’in de söyledikleri gibi mesleğinin mevzuunu teşkil eden maddelerle baş başa, vazifesini tam olarak yapanların huzuru içinde ebedî istirahatgâhına çekilmiş bulunmaktadır.”

Uğur ERKÂN.

BİBLİYOGRAFYA:

Yaşar Ergun Gökten, Ankara Üniversitesi’nde Yerbilimleri Eğitim-Öğretiminin Gelişimi, 64. Türkiye Jeoloji Kurultayı Bildiriler Kitabı, 2011; Hasan Pınarbaşı, Karaman’ın Geçmiş Elli Yılı ve Tanınmış Kişileri, Karaman 2017, s. 150; Prof. Dr. Tuncay Birand’ın notları; Maarif Vekilliği, Türk Coğrafya Kurumu Yasası, 30 Mart 1942 tarih ve 126 sayılı Tebliğler Dergisi, Ulus ve Cumhuriyet gazetelerinin 5 Nisan 1942 sayılı nüshaları; ugur-erkan.com/karamanansiklopedisi/436/ Erişim tarihi: 02.06.2020; geol.eng.ankara.edu.tr/en/former-emeritus-staff/ Erişim tarihi: 02.06.2020; www.tck.org.tr/kurumsal/tr/kurumsal-yapi/kurucular Erişim tarihi: 02.06.2020; (Oğlu Prof. Dr. Mehmet Tuncay BİRAND’a teşekkürlerimizle).

İlk yayım tarihi: 3 Haziran 2020