(Bir İrfân Yuvasının Tarihçesi)

Karaman, Cumhuriyet’e 1 îdâdî (zirâat), 3 ibtidâî [Menbaü’l-İrfân, Midhat Paşa, Şemsü’l-Maârif İnâs], 1 ana mektebi, 1 darü’l-huffaz ve 3 medrese (Ağa Dairesi, Yeni Daire, Debbağhâne) ile girer.[1]

“Yüzde yüz okur-yazarlık” hedefiyle muasır medeniyet hedefine odaklanan Cumhuriyet, tedrisatı yeniden şekillendirme sürecine girmiştir.  

Çok geçmeden ibtidâî mekteplerinin talimatnâmesi değiştirilerek, yeni talimatnâmesi tatbik edilmeye başlanmıştır.

Tek katlı ahşap bir binada hizmet veren ve bahçe ihatası demirden olduğu için Karamanlılar arasında “Demirli/Çukur Mektep” olarak bilinen mektebin adı 1925 yılında “Cumhuriyet Mektebi” olarak değiştirilmiştir.[2]

Muhtelit (karma) bir mektep olan Menbaü’l-İrfân İbtidâîsi, 20 Mayıs 1926 tarihinden itibaren “Gâzi Paşa Mektebi” olarak yoluna devam etmektedir.[3]

Kız mektebi olan “Şemsü’l-Maârif İnâs İbtidâîsi” 1 Eylül 1927 tarihinde isim değiştirerek “Güneş Mektebi” adını almıştır.[4]

Karaman’daki ilk mektepler kapasite bakımından ihtiyaca cevap vermekten uzaktır. Memleket sathında da hummalı bir şekilde değişik ölçek ve büyüklükte mektep binaları inşâ edilmeye başlanmıştır.[5] Öyle ki, bin 300 hane ve 8 bin 182 kişilik nüfusa malik Karaman’da bundan nasibini alacaktır.

Cumhuriyetin ilânını takip eden ilk beş senede, bin 233 yeni mektep inşâ edilmiştir. Gâzi Paşa Mektebi için inşâ edilen bina da bunlardan birisidir.

Mîmarîsi

1926 yılında Maârif Teşkilâtı kanunuyla müze, kütüphâne ve mektep gibi binaların plan ve projelerinin hazırlanmasında Maârif Vekâleti [Millî Eğitim Bakanlığı] tek yetkili olmuş, bu kurumun belirlediği planlar dışında okul inşâ edilmesi yasaklanmıştır.[6]

Aynı yıl Maârif Vekâletine bağlı olarak İnşâat Dairesi kurulmasına rağmen, kurumun faaliyete geçmesi 1930 yılını bulmuştur. İnşâat Dairesi faâliyete geçene kadar olan vetîrede, tip okul projeleri kullanılmıştır.[7]

Mîmar Kemâleddin Bey tarafından çizilen Edirne Karaağaç Mekteb-i Îdâdîsi ile Mukbil Kemâl Bey’in müellifi olduğu Ankara Gâzi ve Latîfe mekteplerinde (1924) tatbik edilen projeler, 1935 yılına kadar birçok vilâyet ve kazânın mektep inşâsında tekrar edilmiştir.[8]

Mîmar Mukbil Kemâl Bey[9] tarafından çizilen ve ilk olarak 1924-1926 yıllarında inşâ edilen Ankara Gâzi ve Latîfe mekteplerinin tip projeleri taşrada da tatbik edilmiştir.[10]

Konya’da inşâ edilen İsmetpaşa, Hakimiyet-i Milliye ve Gazi Mustafa Kemal ilkokulları ile aynı gruba ufak farklılıklarla dâhil edilebilecek; Kadınhanı, Atakent, Akşehir Cumhuriyet ve Doğanhisar Cumhuriyet ilkokulları, Anadolu’da pek çok örneği bulunan Erken Cumhuriyet Devri tip projeleridir.[11]

Gâzi Mektebi, Osmanlı Neo-Klâsik mimarî üslubu özelliklerini taşıyan, I. Ulusal Mîmarlık üslubuyla inşa edilmiştir. 1324 (1908) yılından, 1930’a kadar olan bu vetîre; “I. Ulusal Mîmarlık Devri” olarak anılmaktadır. Bu devirde başta maârif olmak üzere birçok kamu binası inşâ edilmiştir.[12]

Bu üslupta; Selçuklu ve Osmanlı’ya özgü bazı mîmarî öğeler farklı bir anlayışla karşımıza çıkmaktadır. Cephe tasarımlarına önem verilmiştir. Böylelikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerindeki uygulamalar yeniden yorumlanmıştır.[13]

Kagir olarak inşâ edilen binanın malzemesi tamamen kesme taştandır. Bina, bodrum üzerine iki katlı olarak inşâ edilmiştir. Simetrik bir kurguya sahip olup, “I” koridor tipindedir. Ortada uzunlamasına dikdörtgen planlı bir koridor ve etrafındaki mekânlardan oluşmaktadır.

Binanın şark [doğu] cephesindeki giriş kapısı profilli silmelerle kuşatılmıştır. Saçak altında dikdörtgen formlu bordürler ile kat arasındaki köşeleri pahlanmış dikdörtgen kartuşlar süsleme unsuru olarak kullanılmıştır.[14]

Dışarıya açılan pencereleri altta basık kemerli, üstte sivri kemerlidir ve aralarında dekoratif taş tablalar yerleştirilmiştir. En altta bodrum pencereleri kare formludur. Tüm dikdörtgen formlu pencereler iç mekanlara yukarıda şevli, aşağıda düz olarak açılmaktadır. Garb [batı] giriş kapısında sağlı sollu taş şebekeler yer almaktadır.[15]

Gâzi Mektebi, simetrik kurguda, girişin orta eksenli olması, geniş saçaklı ahşap payandalı çatının mevcudiyeti, köşelerde ve giriş cephelerinde çıkmaların olması, kat ayrımlarının silmelerle vurgulaması ve pencere açıklıklarının sivri kemerli olarak tasarlanması I. Ulusal Mîmarlık Devri’nin özelliklerini yansıtmaktadır.[16]

Müteahhidi

İnşâatın müteahhitliğini, Alman Lenc (Leno) Şirketi üstlenmiştir.  O yıllarda sermaye gücü olarak bu işin altından kalkabilecek Türk şirketlerinin varlığından söz etmek mümkün değildir. 1927-1933 döneminde yabancı müteahhitlik şirketlerine taşeronluk yaparak deneyim kazanan Türk şirketlerinin fiyatları anlaşılır bir biçimde rakiplerinden düşük olmuş ve bu da inşâat maliyetlerinin önemli ölçüde düşmesini sağlamıştır.[17] Lenc Şirketi, Konya Ticaret ve Sanayi Odası’na kaydolup, tescil işlemini yaptırırken cezaî uygulamalara hep muhatap olmuştur. Lenc Şirketi, başlangıçta “ikinci sınıf” olarak kaydedilmesine rağmen, kullandığı sermâye ve ticarî işlem hacmi göz önünde tutularak 1928’de “fevkalâde sınıf”a (sermâyesi 100 bin lira ve daha fazla olanlar) çıkarılmıştır.[18]

Ancak inşâat malzemesi temininin önünde güçlükler vardı. Tuğla, kiremit, çimento, demir gibi şeyler kolay kolay bulunmuyordu. İnşâat ustası ve amelesi [işçi] de pek azdı. Usta tedariğinin hep Rum ve Ermenilerden karşılandığı vasatta mübadele dolayısıyla ülkemizden ayrılmaları bu işin tuzu biberi oldu.  Güzel taş ocakları vardı, fakat çalışıp da taş çıkaran yoktu. Tuğla, tuğlaya benzemiyordu. Bu da inşâata elverişli değildi.[19]

Kireç trenle, Kütahya civarından, Sabuncupınarı’ndan az miktarda geliyordu.[20]

Çimento sanayi Cumhuriyet dönemine, Osmanlı’nın son yıllarında işletmeye açılmış ve 1336 (1920) yılında birleşerek tek kuruluş haline gelmiş olan Arslan ve Eskihisar Müttehit Çimento ve Su Kireci Fabrikaları Anonim Şirketi’nden sağlanıyordu.[21]

Müteahhitlik şirketi ilk iş olarak, muhitinde bulunabilme imkânı çok olan ve îmâlât mâliyetlerini asgariye indirecek inşâat malzemesi arayışına girişmiştir.

Muhitinde Gaferiyâd (Kâzımkarabekir), Mecidiye, İlisıra (Yollarbaşı), Göndere (Yazılı) ve Kürtderesi köylerinden çıkarılan bir taş vardır. “Kasaba taşı/saytaşı” olarak adlandırılan bu taş; yörede üçüncü zamanda hızlı ve yavaş aşınma, tortulanmalar sonucu oluşan neojen kalker tabakalarından elde ediliyordu. Ama ihtiyacı karşılamaktan uzaktır.

Karaman’da tamamen kesme taştan[22] inşâ edilen Emîr Mûsâ Medresesi harap hâldedir. Dahası şahsî mülkiyettedir. Bu vaziyet, müteahhit şirketinin iştihasını kabartır.

Emîr Mûsâ Medresesi

Medrese, Hisâr Mahallesi’ndeki meşhur kalanın civarında ve Alâeddin Türbesi’nin karşısındadır. 396 m2 alana sahip medrese; mescid ve türbe bölümlerinden teşekkül ediyordu.[23] Medresenin banisi “Emîr Mûsâ bin Îsâ bin Hüseyin”dir. İnşâ tarihi bazı kitaplarda 650 (1252) olarak gösterilirse de 619-624 (1222-1227) olması icab eder.[24] Medresenin zengin vakıfları vardı.[25] Harabiyetinden dolayı tedrisat yapılamamaktadır.[26]

3 Mart 1340 (1924) gün ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisât Kanunu, Şer’iye ve Evkâf Vekâleti veyahut hususî vakıflar tarafından idâre olunan bilcümle medrese ve mektepleri Maârif Vekâletine devir ve raptedilmesini [bağlanmasını] emretmiştir. Tüm medrese ve arsalarının Maarif Vekâleti’ne, mekteplerin ve arsalarının Husûsî İdârelere [Özel İdâre] devredilmesini öngörmüştür.

Ayrıca, mescid arsa ve enkazları ile camii ve mescid avlularındaki medreselerin de kendi Vekâletince satışını talep etmiştir. Buna göre, illerde vali başkanlığında, maârif müdürü, evkâf müdürü, hükûmet tabipleri ve başmühendislerden oluşacak bir heyet, mahalli tespitler yapacak, bunun sonucunda “târihî ve bedî’ [Eşine ender rastlanan güzel] kıymeti olmayan” binalar satılarak yeni mektepler yaptırılacaktır.

Başvekâlet [Başbakanlık], 1 Eylül 1925 gün ve 6/4115 sayılı bir tâlîmatla, “târihî ve bedî’ kıymeti” yetkili makamlarca saptanacaklar dışında kalan yapıların Maârif Vekâleti ve Husûsî İdârelere devredilmesini, kullanılabilecek durumda olanların tamir edilmesini, hiçbir şekilde kullanılamayacak binaların da satılmasını öngörmüştür.[27]

Emîr Mûsâ Medresesi’nin minâresi “müşrif-i harap”tır. Yani harap olmaya yüz tutmuştur. Gerek medrese gerek türbe yetim enkazı halindedir. Harap olmasına haraptır. Kubbesi yıkıktır, taç kapısının üst kısmı dökülmüştür, minaresi yer yer parçalanmıştır. Ama “târihî ve bediî kıymeti” de ayan beyan ortadadır: Tarzı inşâsı nefis ve sanatkâranedir. Hoş bir tarzda pek nefis yazıları vardır. Mescidi çinilerle süslüdür. Mescidinin minâresi İbrahim Bey İmareti’ndeki minâre kadar sanat ve zinete maliktir.[28] Medrese muhteşem endamıyla, sülün ve nârin minâresiyle âsırların pırlanta bir yâdigârıdır.[29]

Korkunç bir kadir bilirsizlik, bu târihî ve bediî kıymeti görmezden gelmiştir.

1926 yılında Husûsî İdâre medreseyi müzâyede [arttırma] yoluyla satışa çıkarır.

İhale, 350 lira teklif veren Tartanzâde Hacı Sâmî Efendi’de[30] kalır. Gayesinin bu ecdâd yâdigârını tâmir ettirerek, ibâdete açmak olduğu biliniyor.

Karaman Kaymakamı Mehmet Ali,[31] Karaman Belediye Reîsi Hacı Bekir’in Hüseyin Avnî[32] beyler; Mal Müdürünü ve Hacı Sâmi Efendi’yi çağırıyorlar.[33] Ancak ardından tekrar bir arttırma yapılarak, 50 kuruşluk bir farkla medrese bu kez Vezni’nin İbrahim’e satılmıştır.

350,5 liraya alınan medresenin yalnız taşları bin 500 liraya Alman Lenc Şirketi’ne satılmıştır. Şirkette medreseyi kazmayla temeline kadar yıktırır. Yalnız türbe kısmına dokunmaz veya dokunamazlar. İtina ile söktürülen taşların yeni adresi İstasyon Caddesi olmuştur.

Bu arada medresenin kitâbesi, çinileri ve kıymetli parçaları numaralanarak sandıklara konulur, trenle önce İstanbul’a oradan da Almanya’ya gönderilir. Bu cinâyette Avusturyalı arkeologların parmakları olduğu rivâyeti vardır.[34]

Prof. Dr. Feridun Nâfiz UZLUK’ta medresenin taşları için yıktırıldığını teyid etmektedir.[35]

Gâzi Paşa Mektebi için inşâ edilen bina 1928 yılında Alman Lenc Şirketi tarafından Husûsî İdâreye teslim edilir.

Şamkapı’da beş odalı ve ahşap bir binada hizmet vermeye başlayan[36] ve 1338 (1922) yılında “Midhat Paşa Mektebi”nin lağvedilmesiyle bu mektebin binasına taşınan[37] Gâzi Paşa Mektebi, artık yeni binasına kavuşmuştur.

Böylelikle Gâzi Paşa Mektebi, 1928-1929 tedrisat yılına yeni bir bina ve yeni bir isimle girer. Artık adı “Gâzi Mustafa Kemâl İlk Mektebi”dir.

İsminin Kaynağı

Gâzi kelimesi, Arapça olup, Müslümanlıkta düşmanla savaşan veya savaş yapmış kimseye verilen isimdir. Ayrıca, olağanüstü yararlıklar göstererek düşmanı yenen komutanlara devlet tarafından verilen onur unvanıdır.[38] “Kamus-i Türkî”de de  Gâzi,   “Gazâ  eden; düşmana karşı harb etmeğe giden; Bir memleketi feth ile memalik-i İslâmiyye dairesine idhâl [dâhil eden] eden askerî kumandan” olarak tarif edilmiştir.[39]

Büyük Millet Meclisi tarafından Mustafa Kemâl Paşa’ya gâzilik unvanı ve mareşallik rütbesinin verilmesi, Sakarya Meydan Muharebesi sonrasında gerçekleşmiştir. 19 Eylül 1337 (1921) tarihli ve 153 numaralı Kanunla; Büyük Millet Meclisi Reisi Başkumandan Mustafa Kemâl Paşa Hazretlerine gâzilik unvanı ita [verilmesi] ve rütbe-i müşiri [mareşallik rütbesi] tevcih olunmuştur. Meclis tarafından Mustafa Kemâl Paşa’nın şahsına verilmiş olan bu unvan ve rütbe, İstiklâl Mücadelesi’nin eriştiği moral, güven ile güç seviyesini göstermesi açısından önemlidir. Ayrıca, akabinde gelecek olan ezici üstünlüğün sonucunda elde edilecek kesin zaferin bir habercisi olmuştur.[40]

24 Kasım 1934 tarihinde TBMM tarafından, Gazi Mustafa Kemâl Paşa’ya “ATATÜRK” soyadı verilmiştir. Bu tarihe kadar da kendisine hemen her yerde “Gâzi Hazretleri” olarak hitap edilmiştir.[41]

Okulun adı; önce “Gazi Mustafa Kemal Mektebi”, akabinde ise “Gazi Mustafa Kemal İlkokulu” olmuştur.

1930’lu yıllardan başlayan dilde sadeleşme faâliyetlerinin bir neticesi olarak “mektep” kelimesine karşılık olarak 1935 yılında “okul (okulağ > okula> okul)” kelimesi ikame edilmiştir.[42] Kelimenin Fransızca “école” ve Lâtince “schola”dan imâl edildiği ve “oku-” fiili ile “okul” arasında bir ilişki bulunmadığı dile getirilmiştir.[43]  “-ul, -l” ekleri ile yapılan bütün kelimelerin yanlış olduğu görüşünden hareketle, “okul” kelimesinin de bunlardan birisi olduğunu belirtilmiştir.[44] Ayrıca “okul”un, şekil ve mana bakımından yanlış bir kelime olduğu ve Fransızca “école”e benzetilerek uydurulduğu da ifade edilmiştir.[45]

Mührü

1928 yılında iki satırlı “T.C. Karaman Gazi Mustafa Kemal Mektebi Başmuallimliği” ibareli mühür kullanılmaya başlamıştır

1935-1997 yıllarında kazınan mühür; “T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Karaman Gazi Mustafa Kemal İlkokulu Müdürlüğü” ibareli üç satırlıdır.

1997-2012 yılları arasında “T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Karaman Gazi Mustafa Kemal İlköğretim Okulu Müdürlüğü” ibareli üç satırlı mühür kullanılmıştır.

2012 yılından itibaren “T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Karaman Gazi Mustafa Kemal İlkokulu Müdürlüğü” mührü kullanılmaktadır. Bu mühür Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’nce kazınmış olup, Resmî Mühür Kütüğü’nün 405087 numaralı sırasına kaydedilmiştir.[46]

İdârecileri

Mektebin ilk başmuallimi [müdürü] Sadık Hulusi Bey’dir. 1298 (1882) Isparta Eğirdir doğumlu olup, babası Hacı Hasan Efendi’dir. Darülmualliminden 1328 (1912) yılında tasdikname almıştır. 10 Teşrinievvel (23 Ekim) 1325 (1909) tarihinde rüştiye muallimi olarak göreve başlamıştır. Balkan Harbi başlayınca muallimlik görevinden ayrılmış, askerî rüştiyede ve Harput’da görev yaptıktan sonra 20 Kanunuevvel (Aralık) 1340 (1924) tarihinde Elaziz [Elazığ] Muallim Mektebi Tatbikat Mektebi Müdürlüğü görevine getirilmiştir. Aynı görevi yürütmekte iken, 19 Teşrinievvel (Ekim) 1926 tarihinde müdür vekâletine getirilmiştir. 2 Ekim 1926 tarihinde Konya Muallim Mektebi Tatbikat Mektebi Muallimliği’ne getirilmiştir. 11 Teşrinievvel (Ekim) 1927’de Karaman Merkez Mektebi Başmuallimliği’ne tayin olunmuştur.[47] 1928 yılında Gazi Mektebi Başmuallimliği’ne getirilmiştir. 1933 yılına kadar idarecilik yapmıştır.

Akabinde başmuallim, Kahraman Bey olmuştur. 1934 yılında “KÜÇÜKKORUCU” soyadını almıştır.  Bir müddet sonra da “başmuallim” unvanı yerine “başöğretmen” kullanılmaya başlamıştır. 1938 yılında idareciliği bırakmıştır.

Daha sonra sırasıyla; Nesimi DOĞAN (1938-1951), Refik BAYDUR (1951-1955), Rıza TOKER (1955-1968), Cafer ERAY (1968-1969), Mustafa DOĞAN (1971-1972) Sadık ÜNVER (1973-1979), İbrahim AKSİN (AKSU) (1979-1980), Yakup DANIŞMAZ (1980-1981)-Halit KÖKSOY (1982-1985), İsmet Yalçın SANCI (1986-1998), Abdullah CENKCİ (1998-2000), Ali ÇAĞLAYAN (2000-2005), Ayhan SERİN (2005), Ayhan YILMAZ (2006-2016) ve Ahmet MİRAN (2016-…) müdürlük yapmıştır.

Karaman İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü teşkil oluncaya kadar okulun müdürleri aynı zamanda ilköğretim müdürlüğü vazifesini de ifa etmişlerdir.[48]

İlk Muallimleri [öğretmenleri]

Ahmet Fevat Efendi: 1308 (1892) Konya doğumludur, babasının adı Seyit Mehmet Efendi’dir. 1329 (1913) yılında iki sınıflı Darülmualliminden mezun olmuştur. 30 Eylül 1928’de Karaman Gazi İlk Mektebi’ne atanmıştır. Karakalem resim yapabilmektedir. Kâğıt, mukavva ve tel işlerinde el maharetine sahiptir.[49]

İsa Zühtü Efendi: 1316 (1900) Karaman doğumludur. Babası Mustafa Efendi’dir. 1335 (1919) yılında Karaman İdadisi’nden mezun olmuştur. Muallimliğe 1 Kanunusani (Ocak) 1336 (1920) tarihinde Karaman Feyziyye Mektebi’nde başlamıştır. Taş, tel ve el işlerinde yeteneklidir.[50]

Firdevs Cemiliye Hanım: 1322 (1906) Adana doğumludur. Babası Yusuf Celâl Bey’dir. 1926 yılında Konya Kız Muallim Mektebi’nde mezun olmuştur. 16 Haziran 1928’de Konya Cumhuriyet mektebinden Karaman Gazi İlk Mektebi’ne tayin olunmuştur.[51]

Fatma İlhan Hanım: 1338 (1922) darülmuallimat mezunudur. 16 Şubat 1338 (1922) tarihinde Seydişehir’de muallimeliğe başlamıştır. Ilgın ve Sultaniye’de çalıştıktan sonra 21 Teşrinevvel (Ekim) 1928’de Karaman Gazi İlk Mektebi’ne tayini olmuştur. 16 Şubat 1930’a kadar burada görev yapmıştır.[52]

Cihân Hanım: 1318 (1902) Edirne doğumludur, babası Ahmet Nuri Efendi’dir. Muallimeliğe 16 Şubat 1335 (1919) tarihinde Konya’da başlamıştır. 1 Eylül 1927’de Karaman Gazi Mektebi’ne birinci sınıf öğretmeni olarak tayin olmuştur.[53]

Edip Bey: 1301’de Van’da doğmuştur. Babası Ali Efendi’dir. 1319 İzmir Muallim mektebi mezunudur. 28 Teşrinievvel (Ekim) 1928’de Karaman Gazi İlk Mektebi muallimliğine tayin edilmiştir. 5 Kanunuevvel (Aralık) 1931’de İzmir’e tayin olmuştur.[54]

Orhan Bey: 1310 (1894) Konya Bozkır doğumludur. Babası Mustafa Efendi’dir. Konya Erkek Muallim Mektebi’nden 1328’de (1912) mezun olmuştur. 21 Kanunuevvel (Aralık) 1928’de 1950 kuruş maaş ile Karaman Gazi İlk Mektebi’ne muallim olarak atanmıştır.[55]

Ahmet Bey: 1322 (1906) yılında Niğde vilâyetinin Bor kazâsında doğmuştur. Babası Halil Hilmi Efendi’dir. 1926 yılında Konya Erkek Muallim Mektebi’nden mezun olmuştur. 7 Nisan 1929’da Karaman Gazi İlk Mektebi’ne bin 500 kuruş maaş ile tayin olunmuştur.[56]

Gâzi Mektebi’nin binası Alişahane Mahallesi I. İstasyon Caddesi üzerinde 32-271 pafta, 112 ada 17 parselde geniş bir alan içerisinde yer almaktadır.

İlkokulu haricen (dışarıdan) bitirme imtihânları burada yapılmıştır. Okuma-yazma başta olmak üzere meslek edindirme kurslarına da ev sahipliği yapmıştır.

Okul, ilk tamiratını 1947 yılında geçirmiştir.

1982 yılında okulun tamirat ve tadilatı Okul Aile Birliği imkânlarınca yaptırılmıştır.

Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 21 Ocak 1983 tarihli ve A-4112 kararıyla tarafından tarihi eser olarak tescil edilmiştir. Ayrıca aynı kurulun 07.04.1993 gün ve 1611 sayılı kararı da bu yöndedir.[57]

16 Ağustos 1997 tarihinde kabul edilen 4306 sayılı Kanunla[58] 4+4 (8) yıllık zorunlu eğitim sistemine geçilmesiyle adı “Gazi Mustafa Kemâl İlköğretim Okulu” olmuştur. 2007 yılında alana ek bina inşa edilmiş ve çevre düzenlemeleri yapılmıştır.

30 Mart 2012 tarihinde kabul edilen 6287 sayılı “İlköğretim ve Eğitim Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”la[59] 4+4+4 (12) yıllık zorunlu eğitim sistemine geçilmiştir. Böylelikle 1-4. sınıfların eğitim gördüğü “Gazi Mustafa Kemâl İlkokulu” ile 5-8. sınıfların eğitim gördüğü ortaokul ise “İmaret Ortaokulu” adını almıştır.

İmaret Ortaokulu 2020-2021 eğitim öğretim yılında, Nefise Sultan Mahallesi’nde bulunan “Nefise Sultan Kız Meslek Lisesi”nin eski binasına taşınmıştır.[60]

2008 yılında Ticaret Turizm Genel Müdürlüğü’ne tahsis edildi. Karaman Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi; konaklama ve seyahat ile yiyecek içecek hizmetlerinden oluşan iki alanda eğitim ve öğretim faaliyetlerine başladı. Söz konusu okul, 2014 yılında taşınmıştır.[61]

Mezunları

1933 yılından, son kez ilkokul olarak kullanıldığı 1997’ye kadar bu tarihî irfan yuvasından 8 bin 900 kişi mezun olmuştur.

Mezun olanlar arasında; 1 bakan [İrfan BARAN[62] [(1927-2023), Adalet Bakanı], 2 milletvekili [İrfan BARAN (1927-2023), İsmail Atakan ÜNVER[63]], 4 belediye başkanı [Dr. Mehmet ARMUTLU[64] (1927-2004), Kemal KAYNAŞ[65] (1929-1969), M. Hayati ÇAĞLAYAN[66] [1341 (1925-2005)]; Bayram Ali HORZUM[67]), onlarca bilim insanı, akademisyen ve iş insanı çıkmıştır.

Şair Bekir Sıtkı ERDOĞAN (1926-2014) da bu okul mezunudur.[68]

İnşâ edildiği tarihten itibaren 69 yıl kesintisiz olarak eğitimin adresi olan okul, çeşitli zamanlarda gördüğü tamirata rağmen özgün mîmarîsini muhafaza ederek, günümüze dek gelmiştir.

Bugün özgün işlevi ve şehrin hafızası olması hususiyetine münasip olarak, maârif müzesi ve kültür merkezi olarak kullanılmaktadır.

Karaman’ın gözde irfân yuvasına yakışan da budur.

Uğur ERKÂN.

(Katkılarından Karaman İl Millî Eğitim Müdürümüz Mehmet ÇALIŞKAN, Ali YAĞCI, Abdullah UYSAL, Hamdi SUNAY, Kadir KOÇ ve Ahmet MİRAN beyefendilere teşekkür ederim.)

_________________________________________________________________________________________________________

[1] GÜLER, İ., Karaman İdadisi Riyaziyye Mualllimi Sapancalı H. Hüseyin’in, Karaman Ahval-i İctimaiyye, Coğrafiyye ve Tarihiyyesi, 1338 R./1341 H. (Birinci Kitab), Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1993, s. 85-88.

[2] 1946 yılında bina yıktırılarak, Karaman halkının yardımı ile iki katlı 6 derslikli okul yapılmıştır. Bu bina da 12 Ağustos 1981 yılında, elektrik kontağından çıkan yangın sonucu tamamen yanmıştır. 30 Aralık 1984 tarihinde bugünkü bina hizmete açılmıştır. 13 Mart 1985 tarihinde okulun çok yakınında bulunan Güneş İlkokulu ile Bakanlık oluru sonucu birleştirilmiştir.

(https://cumhuriyetnihatarslan.meb.k12.tr/icerikler/okulumuzun-tarihi_1965013.html).

[3] KOÇ, K., Osmanlı Modernleşme Döneminde ve Cumhuriyetin İlk Yıllarında Karaman’da Eğitim Öğretim (1839-1950), Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı, Tarih Eğitimi Bilim Dalı, Konya 2018, s. 97 [Konya Maârif Arşivi (KMA), Muhtelif Evrak No: 34, Belge No: 3].

[4] https://cumhuriyetnihatarslan.meb.k12.tr/icerikler/okulumuzun-tarihi_1965013.html

[5] KUL, F. “Erken Cumhuriyet Dönemi İlkokul Binaları”, Mimarlık Dergisi (360), 2011, s. 66; IŞIK, G., Kayseri’de Erken Cumhuriyet Dönemi Eğitim Yapıları, Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Kayseri, 2010, s. 2, 66; GÜRSOY, E. “Uşak’ta Erken Cumhuriyet Dönemi İlkokul Mimari Yapısı: Gazi Mustafa Kemal İlkokulu Örneği”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 18 (69), 2019, s. 33.

[6] ÖZBEK, Y. “Erken Cumhuriyet Döneminde (1923-1954) Kayseri’de Okul Yapıları”, Belleten, 278, C. LXXVII, 2013, s. 275.

 [7] SAHTİYANCI, E., BENLİ YILDIZ, N., “Erken Cumhuriyet Dönemi İlkokul Yapılarına Akçakoca’dan Bir Örnek: Orhan Gazi İlkokulu”, Sanat Tarihi Dergisi, 39/2, Ekim 2020, s. 593; KUL (2011), s. 67.

[8] YAVUZ, Y., I. Ulusal Mimarlık Dönemi ve Mimar A. Kemaleddin Bey, Ankara, 1981, s. 325; ÖZBEK (2013), s. 275; KUL (2011), s. 68; SAHTİYANCI, BENLİ YILDIZ (2011), s. 593.

[9] TAŞ, Mukbil Kemâl [1307 (1891)-?]: Sanayi-i Nefise Mektebi’nde mîmarlık eğitimi aldı. 1327-1333 (1911-1917) yılları arasında Mîmar Kemaleddin Bey’in başında bulunduğu Evkâf Nezâreti İnşâat ve Ta’mirât Hey’et-i Fenniyyesi’nde çalıştı. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte kariyerine Ankara’da devam etti. 1924’te Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etti. Burada da birçok önemli projelere imza attı. (CENGİZKAN, A. “Mukbil Kemâl Taş: Bir Geçiş Dönemi Mimarı”, Arredamento Mimarlık, XI, 112-119. s. 112-119).

[10] GÜRSOY (2019), s. 33.

[11] EROĞLU, B., “Konya’da cumhuriyetin ilk yıllarındaki eğitim yapılarından birkaç örnek. Yeni İpek Yolu Konya Ticaret Odası Dergisi, IV, Konya 2001, s. 213-214.

[12] ALSAÇ, Ü. “Türk Mimarlık Düşüncesinin Cumhuriyet Devrindeki Evrimi”, Mimarlık Dergisi, 121-122, s. 13-14; GİRAY, K., Sanat Tarihi, Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarisi, T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye Portalı Projesi, Ankara, 2009, s. 2-8; SAHTİYANCI, BENLİ YILDIZ (2020), s. 592.

[13] SÖZEN, M., Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarisi, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, s. 17.

[14] TEKİN, A., “Karaman Kent Merkezindeki Tarihi Kamu Yapıları (1891-1947)”, Cihanşümul Akademi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 4, S. 7, s. 11.

[15] TOPAL C., Karaman Kültür Envanteri, Karaman 2007 (2. Baskı), s. 269.

[16] KILIÇ, S., “Cumhuriyet Dönemi Mimarlarından Mimar Mukbil Kemal Taş ve Isparta-Senirkent Turan İlköğretim Okulu”, Kent Akademisi Dergisi, 17 (1), s. 322.

[17] TEKELİ, İ., SELİM İ., Cumhuriyetin Harcı: Modernitenin Altyapısı Oluşurken, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2004, s. 287-297.

[18] Konya Ticaret Odası, Karar Defteri I, s. 145, Karar No: 95, Karar Tarihi: 15 Haziran 1928 [ARABACI, C., Geçmişten Günümüze Konya Ticaret Odası (1882-1999), Konya 1999, s. 195].

[19] Silleli Osman Ağa tuğla-kiremit imaline has bir makine icad eder. Konya Ticaret ve Sanayi Odası onun makinası ile ilgilenir. Hatta Osman Efendi’ye yardımcı olur. Ama makinanın teknik ölçümünü Konya’da yapacak bir yetkili heyet yoktur. Onun için Ankara’ya götürülmesi ve Ankara’da makinanın uygulama, verim kabiliyetinin ölçtürülmesi düşünülür. [ARABACI (1999), s. 240-241].

[20] KOYUNOĞLU, A. H., “Koyunoğlu’nun Anıları-3”, Tarih ve Toplum, Ocak 1987, Sayı: 37, s. 15; “Koyunoğlu’nun Anıları-4”, Tarih ve Toplum, Şubat 1987, Sayı: 35, s. 47-48.

[21] “Şirket; 1339 (1923) yılına üretimi 11.447 ton olan iki fabrikasıyla girmişti.” (SEY, Y., Türkiye Çimento Tarihi, Tarih Vakfı, TÇMB, ÇMIS, İstanbul 2003, s. 32)

[22] Alman müzecisi ve sanat tarihçisi Friedrich SARRE (1865-1945), 1311 (1895) yılında incelediği medresenin tamamen kesme taştan olduğunu teyid etmektedir. (SARRE F., Konia Seldschukische Baudenkmäler, Berlin 1908, s. 20 Abbb. 30.) 

[23] KAHRAMAN, S.A., Günümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi: Kütahya-Manisa-İzmir-Antalya-Karaman-Adana-Halep-Şam-Kudüs-Mekke-Medine, 9. Kitap-1. Cilt, Yapı Kredi Yayınları (2. Baskı), İstanbul 2017, s. 338).

[24] TOTAYSALGIR, G., Karaman (Lârende) Tarihî İncelemeler, Yenikitab Basımevi, Konya 1944, s. 6; GÜLER (1993), s. 53.

[25] AKMAN, İ.H., Rahle, Karaman-2018, s. 408.

[26] EDHEM, Halil, “Karamanoğulları Hakkında Vesâiki Mahkûke”, TOEM. II/11 (1327) s. 705; TOTAYSALGIR G., Karaman (Lârende) Tarihi İncelemeler, Konya 1944, s.10; GÜLER (1993), s. 43.

[27] 6 Mart 1340 (1924) tarihli ve 63 sayılı Resmî Ceride’de (Gazete) yayımlanmıştır.   Yayımlandığı Düstur: Tertip: 3   Cilt: 5, s. 322; MADRAN, Emre, “Cumhuriyetin İlk Otuz Yılında (1920-1950) Koruma Alanının Örgütlenmesi-I”, ODTÜ MFD. S. 16. 1- 2, Ankara 1996, s. 65.

[28] GÜLER (1993), s. 54-55; TOTAYSALGIR (1944), s. 10.

[29] KONYALI, İ.H., Âbideleri ve Kitâbeleriyle Karaman Tarihi, Ermenek ve Mut Âbideleri, İstanbul 1967, s. 457-458.

[30] TARTAN, Hacı Sâmî [1292 (1876)-1966]; Tartanzâde Hâcı Emin Efendi’nin [1258 (1842)-1921] 7 çocuğunun en büyüğüdür. Karaman’ın tanınmış eşrafından olup, ticâret ve zirâatle iştigal etmiştir. Yeniliğe açık, ileri görüşlü ve müteşebbis bir ruha malikti. 

https://ugur-erkan.com/mazinin-aynasindan/haci-sami-efendinin-hayali/]

[31] Halk arasında “Kel kaymakam” olarak adlandırılıyordu. Karaman Kaymakamı iken, Dahiliye Vekâletince 24 Ekim 1932 tarihinde Kandıra Kaymakamlığına tayini tensip edilmiştir. Onun yerine Ereğli Kaymakamı Abidin Bey atanmıştır. https://ugur-erkan.com/mazinin-aynasindan/karamana-yon-verenler/)

[32] “Şeyh Hâcı Bekir Efendi’nin [1270 (1854)-1926] biricik evlâdı idi. Reisliği esnasında İstanbul’a gittiğinde orada hastalanarak vefat etti.” (GÜLCAN, D.A., Kökenleriyle Konya’nın Delibaşı İsyanı ve Bu Olayın Karaman’a Sıçrayışı, Uğur Ofset, Eskişehir 1994, s. 82)

[33] KONYALI (1967), s. 457-458; KURAN A., Anadolu Medreseleri I, Ankara 1969, s. 211.

[34] KONYALI, bu hadiseyi Karaman eşrafından Muharrem Salâhaddin Bey’den [BARAN, 1321 (1905)-1968] dinlediğini ve 96 yaşında bulunan Hacı Sâmî Efendi’nin de te’yid ettiğini kaydetmektedir. [KONYALI (1967), s. 458].

[35] UZLUK, F. N., “Fatih Devri Karaman Vakıfları” Vakıflar Umum Müdürlüğü Yayınları, Doğuş Ltd. Şti., Ankara 1958, s. 25 (numaralandırılmamış dipnot).

[36] GÜLER (1993), s. 79.

[37] GÜLER (1993), s. 85.

[38] TDK, Türkçe Sözlük, TDK Yayınları, Ankara, 2005, s. 732)   

[39] SAMİ, Ş., Kamus-i Türki, Sahhaflar, İstanbul 2011, s. 960)

[40] TBMM Kavanin Mecmuası, Devre I, C. I, Üçüncü Basılış, TBMM Matbaası, Ankara 25 Mart 1943;

https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc001/kanuntbmmc001/kanuntbmmc00100153.pdf https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/ataturke-gazilik-unvani-ve-maresallik-rutbesinin-verilmesi/?pdf=3787 Erişim Tarihi: 24/11/2024]

[41] ÖZÇELİK M. H., GÜNEŞ M., “Atatürk’e Verilen Ad ve Unvanlar İle Ona Yakıştırılan Sıfatlar”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, S. 58, Bahar 2016, s. 245-278.

[42] BALYEMEZ, S., “‘Okul’ Kelimesi, ‘Ekol’den mi Geliyor?”, SDÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Mayıs 2017, Sayı: 40, s. 115-147.

[43] BANGUOĞLU, T., Dil Bahisleri, Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul 1987, s. 303, 359-361).

[44] HACIEMİNOĞLU, N., Türkçenin Karanlık Günleri (2. Baskı), İrfan Yayınevi, 1975, s. 156).

[45] TİMURTAŞ, F. K., Uydurma Olan ve Olmayan Yeni Kelimeler Sözlüğü, İstanbul 1979, Umur Kitapçılık, s. 7; BOZGEYİK, B., Prof. Dr. Faruk Kadri Timurtaş İle Mülakat Dil Davası. İstanbul 1981, s. 67.

[46] Resmî Mühür Beratı (Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü).

[47] KMA, Defter No: 34, Belge No: 1 (1 Kanunsani 1928); KMA, Defter No: 49, s. 1; KOÇ (2018), s. 169.

[48] Gazi Mustafa Kemal İlkokulu Müdürü Ahmet MİRAN’la yapılan 29 Kasım 2024 tarihinde yapılan mülakât.

[49] KMA, Defter No:72, s. 115; KMA, Defter No: 51, Belge No: 9 (1339-1340); KMA, Defter No: 34, Belge No: 12 (1 Kanunsani 1928); KMA, Defter No: 49, s. 2.; KOÇ (2018), s. 158.

[50] KMA, Defter No: 72, s. 117; KMA, Defter No: 51, Belge No: 11(1339-1340); KMA, Defter No: 59, s. 15; KMA, Defter No: 34, Belge No: 3 (1 Kanunsani 1928); KMA, Defter No:16, s. 3.; KMA, Defter No: 49, s. 2; KMA, Defter No: 34, Belge no: 3 (1 Kanunsani 1928); KOÇ (2018), s. 159.

[51] KMA, Defter No: 49, s. 1; KOÇ (1918), s. 169.

[52] KMA, Defter No: 34, Belge No: 7 (1 Kanunsani 1928); KMA, Defter No: 49, s. 3; KOÇ (2018), s. 171.

[53] KMA, Defter No: 34, Belge No: 6 (1 Kanunsani 1928); KOÇ (2018), s. 171.

[54] KMA, Defter No: 34, Belge No: 8 (1 Kanunsani 1928); KMA, Defter No: 56, s. 361; KMA, Defter No: 49, s. 172; KOÇ (2018), s. 171.

[55] KMA, Defter No: 34, Belge No: 13 (1 Kanunsani 1928); KOÇ (2018), s. 188.

[56] KMA, Defter No: 34, Belge No: 23 (1 Kanunsani 1928); KOÇ (2018), s. 189.

[57] KARPUZ, Haşim, Türk Kültür Varlıklar Envanteri: Karaman 70, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2009, s. 310.

[58] “İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Milli Eğitim Temel Kanunu, Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu, Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun İle 24.3.1988 tarihli ve 3418 sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması ve Bazı Kağıt ve İşlemlerden Eğitime Katkı Payı Alınması Hakkında Kanun” Resmî Gazete Yayımlandığı Tarih: 18 Ağustos 1997 ve Sayısı: 23084)

[59] Resmî Gazete Yayımlandığı Tarih: 11 Nisan 2012 ve Sayısı: 28261.

[60] https://karamanimaret.meb.k12.tr/icerikler/tarihcemiz_756642.html

[61] https://turkiyeturizmansiklopedisi.com/karaman-anadolu-otelcilik-ve-turizm-meslek-lisesi-hatuniye-meslek-ve-teknik-anadolu-lisesi

[62] İrfan BARAN; Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nden XII. Dönem (15 Ekim 1961-10 Ekim 1965) ve XIV. Dönem (12 Ekim 1969-14 Ekim 1973) Konya Milletvekili seçilmiştir. Suat Hayri ÜRGÜPLÜ Kabinesi’nin kurduğu 29. Hükûmette Adalet Bakanı (31 Temmuz 1965-27 Ekim 1965) olarak yer almıştır. 

[63] İsmail Atakan ÜNVER; Cumhuriyet Halk Partisi’nden XXVII. Dönem (7 Temmuz 2018-7 Nisan 2023) ve XXVIII. Dönem (2 Haziran 2023-…) Karaman Milletvekili seçilmiştir.

[64] Dr. Mehmet ARMUTLU; Demokrat Parti’den 16 Kasım 1955-22 Eylül 1957 tarihleri arasında Karaman belediye başkanlığı yapmıştır.

[65] Kemâl KAYNAŞ; Demokrat Parti’den seçildiği 23 Eylül 1957 tarihinden, banka binasında 1 Ekim 1969 tarihinde uğradığı silâhlı saldırı neticesi son nefesini verinceye kadar Karaman belediye başkanlığı yapmıştır.

[66] M. Hayati ÇAĞLAYAN; Adalet Partisi’nden 1973 yılında belediye başkanı seçilmiştir. 1976 yılında istifaen ayrılmıştır. 1983 yılında Karaman belediye başkanlığına atanmıştır.

[67] Bayram Ali HORZUM; Cumhuriyet Halk Partisi’nden 1992-2004 yılları arasında Kisecik beldesinde belediye başkanı olarak görev yapmıştır. (https://ugur-erkan.com/karamanansiklopedisi/kisecik/ Erişim Tarihi: 01.12.2024)

[68] Eğitimci Hamdi SUNAY ile 27 Kasım 2024 tarihinde yapılan mülakât. Mezunlarla ilgili çalışmaya Halil Remzi TARTAN ve Hamdi SUNAY imza atmıştır.

https://www.karamandan.com/makale/17255901/ahmet-tek/bunlari-ilk-kez-duyacaksiniz-karamanin-ilklerinden-bir-demet; https://www.karamandan.com/makale/16427841/ahmet-tek/karamanin-en-guzel-binasinin-bilinmeyenleri#goog_rewarded).