Daha 22 yaşındaydı. Hayali öğretmen olmaktı Muhammed’in.

Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu’na kaydını yaptırmış ve okuluna devam ediyordu.

Muhammed, o kara darbe gecesi ayaktaydı.

Emekli memur olan babası henüz Esenboğa Havaalanı’ndan yuvasına avdet etmişti. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yakınına uçakla yapılan bombalı saldırıyı canlı yayından takip ediyordu. Bir kulağı da göz ağrısındaydı.

Gözyaşlarına hâkim olamayarak, “Bir anda telefonun sesi kesildi. Oğlumla olan irtibatım koptu.” diye anlatacaktı o anı.

Son sözleri “babam” olmuştu, telefonda silâh ve ayak sesleri yankılanıyordu.

“Muhammed, Muhammed…”

Muhammed 4 arkadaşı ile şehadete yürümüştü, hem de öldüğünü bilmeden.

Karaman onu bağrına basarken, onun vefâsına, vefâ göstererek karşılık verdi.

Şu an adı, kız Anadolu imam hatip lisesinde yaşatılıyor.

(Muhammed’in ruhuna üç İhlâs- Şerif, bir Fâtiha istirhamıyla)

***