[1330 (1915)-1937]

Karaman’ın ilk bankası.

Banka idâre merkezi Karaman’da olmak ve diğer vilayetlerde şube ve acenteler açmak üzere yirmi yıllığına faaliyetine başlamıştır. Banka, Karaman’ın ekonomik geçmişinin eskiye dayanmış olduğunu göstermektedir.

18 Kânûn-ı Sânî 1330 (31 Ocak 1915) tarihinde yayımlanan Padişâh Mehmed Reşâd Han imzalı irâde-i seniyye ile “Karaman Millî Bankası Osmanlı Anonim Şirketi” adı ile bankanın teşkiline müsaade edidi.

“Merkezi Karaman’da olarak akçe ikrâz ve istikrâz itmek ve mu’âmelât-ı mâliye ve ticâret ve sınâ’iye ile iştigal eylemek üzere yigirmi sene müddet ve yigirmi bin Osmânlı Lirası sermâye ile “Karaman Millî Bankası” nâmı altında bir Osmânlı anonim şirketi teşkiline Şûrâ-yı Devlet ve Meclis-i Vükelâ karârıyla ruhsat virilmiştir.

Bu irâde-i seniyye’nin icrasına Ticâret ve Zirâat Nâzırı me’mûrdur Fî 15 Rebî’u’l-evvel sene (1)333 Fî 18 Kânûn-ı Sânî sene (1)330” (BOA., İ., MMS., 00193, 00025, 0004,0001).

Bankanın kuruluş müracaatı Ticâret ve Zirâat Nezâreti’nce 10 Mart 1331 (1915) tarihinde karara bağlanmış ve 31 Mart 1331 (13 Nisan 1915) tarihinde ise 739 kayıt numarası ile tescili gerçekleştirilmiştir.

Bankanın kuruluş tescili 5 Nisan 1331 (18 Nisan 1915) tarihinde Ticâret ve Zirâat Nezâreti tarafından Sadâret’e (Başbakanlık) bildirilmiştir.

Bankanın kuruluşu, tamamen Karaman eşrafının kendi inisiyatifi ile oluşmuştur. Bankanın kurucu ortakları; Karaman’da kantariye-manifatura-zahire-kösele gibi çeşitli konularda ticâret yapan 20 kişidir (Tartanzâde Hâcı Sami, Müftizâde Ahmed, Kadıbeyzâde Mehmed, Boynukalınzâde Hâcı Alî, Helvacızâde Hâcı Bekir, Kayserilizâde Hâcı Ömer, Hadizâde Rahmi, Kayserilizâde Sabit, Kayserilizâde Hâcı Süleymân, Aladağlı Hâcı Hüseyin, Dedemoğlu Hâcı Mustafâ, Zengenli Hüseyin, Yüzbaşı Hâcı Bekir (halen Hotin’de askerde), Yüzbaşızâde Mahmûd, Hâcı Seyyid Alî, Kırlızâde Hasan, Müminzâde Hâcı İbrâhim, Hâcı Mahmûd’un Hâcı Mehmed ve Saçmacızâde Mustafâ).

Karaman Millî Bankası, Anadolu’da doğmakta olan “orta sınıf”ın İttihâd ve Terakki Cemiyeti ile olan organik bağının somut delilini teşkil etmektedir.

Parti merkezini İstanbul’a taşıdıktan sonra 1329 (1913) yılı kongresinde “millî iktisâd” politikasını resmen benimsemiş, payitaht İstanbul’da yeni tüccar ve işadamı yetiştirme politikasının yürütülmesini partinin İstanbul sorumlusu ve parti meclisi üyesi Kara Kemal’e vermişti. Kara Kemal’in önderlik ettiği anonim şirket kurma kampanyası Karaman gibi Anadolu şehirlerine de örnek olmuştur. Özelliklede Birinci Cihân Harbi yıllarında, ekonominin dışa kapanması nedeniyle, Anadolu mahsulleri revaç bulmuş, İttihâd ve Terakki Cemiyeti’nin taşra örgütleri, Anadolu eşrafını servet biriktirmeye teşvik etmiştir.

İttihad ve Terakki Partisi’nin mahallî teşkilâtlarının destek ve teşvikiyle Anadolu’da I. Cihân Harbi sırasında 76 anonim şirket kurulmuştur. En fazla şirket Konya’da kurulmuştur. 19 yeni şirketin kurulduğu Konya’yı, İzmir 11 şirketle, Aydın, Bursa ve Kütahya 3’er şirketle, İzmit, Hayfa, Kastamonu, Uşak, Manisa, Kayseri, Erzurum, Ankara, Şam, Beyrut, Kudüs, Akşehir, Karaman gibi şehirler en az birer yeni şirketle izlemişlerdir.

Banka, her nevi itibarî işlemleri icra etmek, ticarî, sınaî ve madenî her türlü menkul değerler ile ilgilenmek, bunlarla ilgili imtiyazları almak ve işletmelere sahip olmak gayesiyle kurulmuştur.

Bankanın sermayesi; 5’er liralık 4.000 hisseye bölünmüş 20.000 liradır, bu sermayeyi bir misli artırmaya yetkilidir. Hisse senetleri yarı bedelleri ödendikten sonra hamiline yazılacaktır.

İdare Meclisi, Osmânlı vatandaşları arasından seçilen 6 üyeden oluşuyordu. Her yıl üyelerin üçte biri değiştirilmesi gerekmekteydi. Ayda 2 defa toplanma mecburiyeti olan meclis görüşmelerinin geçerli olması için üyelerin yarıdan bir fazla sayıda toplantıda hazır bulunmaları gerekmekteydi. Ayrıca her bir üye şirketin 20 hissesine sahip olmalıydı.

Genel Kurul her sene mart ayında Karaman’da olağan toplantısını yapıyordu. En az 5 hisseye sahip olanlar Genel Kurul’a katılma hakkını kazanıyordu, bir hissedarın 5’den fazla oy hakkı bulunmamaktaydı.

Tedavüle çıkarılan hisselerin en az yüzde 25’ine sahip hissedarların toplantıdan en az 10 gün evvel yapacakları teklifler Genel Kurul gündemine alınıyordu.

Malî yıl mart ayında başlıyor, safi gelirden ihtiyat akçesi olarak yüzde 3 ayrıldıktan sonra geri kalan üç sene dağıtılmayarak anaparaya ilave ediliyordu. Bu süreden sonra elde edilen temettû’nun (kâr payı) dağıtılıp dağıtılmayacağı, harcama ve dağıtım usulleri Genel Kurul’ca belirleniyordu.

Temettû’nun dağıtılması kararı alındığı zaman adı geçen yüzde 3 ihtiyat akçesinden sonra geri kalan paranın yüzde 8’i kuruculara, artanı hissedarlara dağıtılıyordu. Beş sene süreyle satılması imkânsız ve isme yazılı olarak 600 adet kurucu hissesi tahsis edilmişti. İhtiyat akçesi sermayenin dörtte birine ulaştıktan sonra kesilmiyordu. Şirket tahvil ihracı için hükümetten ayrıca izin almaya mecburdu.

Osmânlı topraklarında kurulan anonim şirketler kanun gereği Ticâret ve Zirâat Nezâreti’ne şirket kurulduğu günden itibaren malî durumu ile ilgili evrakları göndermek zorundaydı. Ancak Bankanın bu evrakları Nezârete göndermediği dosyasında bulunan 1331 (1915) senesi müfettiş raporundan anlaşılmaktadır. Söz konusu raporda “Bankanın hesap kayıtları, vezne, emtia ve sair işlemlerinin; malî işlemler yapmayı esas alan anonim bir itibar kuruluşunda bulunması zorunlu olan nizâm ve mükemmeliyetten çok uzak olduğu” tespiti bulunmaktadır.

22 Mayıs 1927 tarihli Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal imzalı bir kararnâme ile Bankanın nizâmnâme-i dâhilîsinin (içtüzük) 2 nci, 3 üncü, 5 inci, 9 uncu, 15 inci, 18 inci, 26 ncı, 29 uncu, 30 uncu, 34 üncü, 35 inci, 36 ncı ve 37 nci maddelerinde değişikliğe gidilmiştir (Cumhuriyet Arşivi, 24-33-3 yer numarası).

Bankanın adı, “Karaman Millî Bankası Türk Anonim Şirketi” olarak değiştirilmiştir (Madde 2). Şirketin imtiyaz süresi 20 yıldan 40 yıla çıkarılmıştır (Madde 4). Sermayesi 100.000 Türk Lirasına çıkarılmıştır (Madde 5). Zamanında hisse senedi taksidini ödemeyen hisse senedi sahiplerinden, ihtara gerek kalmadan yıllık %9 faiz ve %3 masraf ücreti alınır (Madde 5). İdâre Meclisi’ndeki bir üyenin hisse senedi miktarı %20 iken yeni Ticâret Kanununa göre %1’e düşürülmüştür (Madde 15). Azalar yokluklarında birbirine vekâleti kabul edilemez (Madde 18). Yeni Ticâret Kanununun 313 üncü maddesine göre genel kurul bir yada birden çok murakıb (denetleyici) atayabilir (Madde 29). Sermâye artırımı için genel kurulda hisse sahiplerinden dörtte üçünün hazır olup, ekseriyet görüşünün alınması esastır (Madde 30). Şirketin malî yılbaşısı mart ayından kânun-ı sânînin ilk gününe alınmıştır (Madde 34). Senelik net kârdan şirket sermâyesinin %5’ine karşılık gelen miktar ayrılacaktır. Net kârın %8’i müessislere, %3’ü me’mûrlara tahsis edilecektir. İdâre Meclisi azalarına her toplantı için 2 lira ücret ödenecektir (Madde 35). Net kârdan ayrılan miktar şirket sermâyesinin yarısına ulaştıktan sonra senelik temettû’dan sermâyeye pay aktarılmayacaktır. 60 adet müessislik hisse senedi ihdâs edilecektir. Her birinin fiyatı 150 Türk Lirasından 500 Türk Lirasına yükseltilecektir. Elinde 150’şer liralık müessislik hisse senedi bulunanlar da senetlerini 500 Türk Lirasına yükseltmeye mecburdurlar (Madde 36). Yıllık net kârdan kesilen ihtiyat akçesi, şirket sermâyesinin dörtte birine ulaşıncaya kadar kesilmeye devam edilecektir. İhtiyat akçesi, şirket sermâyesinin %25’ine ulaştıktan sonra eğer eksilirse yine temettû’dan gereken oranda kesinti yapılabilecektir (Madde 36).

21 Haziran 1931 tarihinde şirket sözleşmesinin 23 üncü, 24 üncü, 28 inci, 35 inci, 40 ıncı, 41 inci ve 42 nci maddeleri değiştirilmiştir. Genel kurul toplantılarının hükümete bildirilme süresi, 20 günden 2 haftaya düşürülmüştür. Genel kurula hükümetten bir komiser gönderilmesi, sene sonu hesap bilgileri ve bilanço, tutanaklar, raporlar vs.nin okunarak devamında genel kurul toplantı tutanağının tutulması gibi madde içerikleri aynı kalmıştır. Genel Kurul toplantı tutanağının 4 sureti de artık İktisad Vekâleti’ne gönderilecektir (Madde 23). Yeni düzenleme ile bir hissedar, hissesi ne kadar olursa olsun en fazla 10 oy hakkına sahip olabilecektir (Madde 24). Üyelerin çoğunluğunun oyu ile kararlar alınır hükmü, şirket sermâyesinin onda birine sahip üyelerin yazılı teklifleri olan konular gündeme alınır ve müzakere edilir şeklinde genişletilmiştir (Madde 28). Senelik net kârdan şirket sermayesinin %5’ine karşılık gelen miktar ayrılacaktır kararı; şirket yönetimi, müdür, me’mûr ya da herhangi bir görev için görevlendirilenler için harcamalar ve diğer masraflar senelik net kârdan çıkarılır. Kalan kısmının %15’i ihtiyaç akçesine ayrılır. %5’i birinci temettü sahiplerine verilir. %8’i şirket kurucularına, %3’ü me’mûrlara, kalan miktar da ikinci temettû’ olarak hissedarlara dağıtılır. İdâre meclisi azalarına her toplantı için 2 Türk Lirası ödenecektir (Madde 35). Sermayenin dörtte üçünü kaybettiği zaman yönetim kurulu şirketin feshi ya da devamı için genel kurulu toplantıya çağırır hükmü; sermâye yarıya inecek olursa yönetim kurulu, sermayeyi tamamlamak, kalan meblağ ile devam ya da şirketin feshi için genel kurulu toplantıya çağırır şeklinde değiştirmiştir (Madde 40). Şirketin müddetinin tamamlanması ya da feshi sırasında genel kurul, tasfiye ve hesapları kapatmak için bir ya da birkaç me’mûru görevlendirir hükmü; şirketin tasfiyesi ve hesaplarının görülmesi aşamasında da yetki ve görevlerini kullanmaya devam edecektir ve hükümetin izni ile şirket, başka kişi veya şirketlere devredecektir şeklinde genişletilerek değiştirilmiştir (Madde 41). Şirketin tasfiyesi için hissedarların yarısının genel kurula katılması şartı; şirket hissedarlarının en az dörtte üçünün genel kurulda hazır olması şeklinde değiştirilmiştir. Eğer ilk toplantıda belirtilen çoğunluk sağlanamazsa ikinci toplantıdan 15 gün önce şirketin genel kurul yapma durumu gazetelerde ilân edilir. İkinci toplantıya şirket sermayesinin en az yarısını temsil eden hissedarların katılması gerekir. Eğer ikinci toplantıda gerekli çoğunluk sağlanamazsa üçüncü toplantıda şirket sermayesinin temsil eden hissedarın üçte birinin hazır olması gerekir. Genel kurul kararının geçerli olabilmesi için asaletin ya da vekâleten hazır bulunanların üçte birinin oyu yeterlidir (Madde 42).

Karaman Millî Bankası Türk Anonim Şirketi ortakları, 22 Kasım 1934 tarihinde olağanüstü toplanarak; şirket nizamnâmesinin 2 nci maddesinin Bankaya borçlu kişilerin gayri menkullerinin yasal çerçevede açık artırma ile alım satımına dair yetki olacak şekilde genişletilmesini istemiştir. Ayrıca ödenmeyen hisselere ait faizlerin %9’dan %6’ya indirilmesini ve yönetim kurulunun bir ay içerisinde toplantı sayısını en fazla altı olacak şekilde sınırlandırma yetkisi ile şirket sözleşmesinin 9 uncu ve 35 inci değişiklik yapılmasına ve 47 nci maddeye “yıllık net gelirin %50’si ile bedeli ödenmiş hisse senedi satın alınacaktır.” hükmünün ilâve edilmesini kararlaştırmıştır.

Bu değişiklikler ve ilâve hüküm İktisâd Vekâleti’nce 19 Ağustos 1935 tarihinde uygun bulunmuştur.

Bankanın faaliyetleri, işyeri, personeli, müşterileri yönetim şekli, hissedarları, sene sonu hesap ve raporları, kar payı dağıtımı gibi iş süreçlerine dair neredeyse hiçbir bilgi bulunmamaktadır.

Cumhuriyet arşivinde bulunan ve 1931 ve 1935 yılında onaylanan sözleşme maddeleri değişikliklerinden bankanın en azından 1936 yılına kadar çalıştığını faaliyetlerine devam ettiği anlaşılmaktadır.

Bankanın 1937 yılında kapandığına dair somut bir belgeye ulaşılamamıştır. İktisâdî kalkınma açısından izlenecek temel politika değişikliği (iktisâdî devletçilik) bankacılık sistemini etkilemiş 1933-1938 yılları arasında önemli devlet bankaları (Sümerbank, Etibank, Denizbank, İller Bankası, Türkiye Halk Bankası, Türk Ticâret Bankası) art arda faaliyete geçmiştir. Kurulan bankaların genelde özelliği, belirli bir sektörü ya da toplumsal kesimi destekleme üzerine faaliyete geçmişlerdir.

Kurumsallaşamamış ve hep yerel ölçekte kalmış İttihâd ve Terakki hükümeti döneminde kurulan millî banka anonim şirketlerinin birçoğu bu yıllarda faaliyetlerine son vermiş ya da son vermek mecburiyetinde kalmıştır.

“Bütün Yönleriyle Karaman İli” isimli kitabı kaleme alan İbrahim Rıfkı BOYNUKALIN, Karaman Millî Bankası’nın 1930 yılına kadar kâr ettiğini, 1930’da kuraklık ve iktisâdî buhranın bankayı sarstığını, 1936 yılında yeni bankalar kanununa uyamaması nedeniyle 1941’de tasfiyesine karar verildiğini kaydetmektedir.

Buna rağmen günümüz Türk bankacılık sektörünün temellerini yine bu dönemde kurulan çeşitli bankaların ve sandıkların oluşturduğunu söylemek mümkündür.

BİBLİYOGRAFYA:

Ramazan Balcı, İbrahim Sırma, Ticaret ve Ziraat Nezareti Memalik-i Osmaniye’de Osmanlı Anonim Şirketleri, İstanbul 2012, s. 38, 233; Yusuf Yıldırım, Karaman Milli Bankası, İstanbul 2017, s. 58, 73-97, Öztin Akgüç, 100 Soruda Türkiye’de Bankacılık, İstanbul, 1989, s. 78-79; İbrahim Rıfkı Boynukalın, Bütün Yönleriyle Karaman İli (Ermenek- Kâzım Karabekir-Ayrancı), İstanbul 1990, s. 45; http://www.karaman.gov.tr/karaman-ekonomisi erişim tarihi: 01.03.2016; http://www.ekodialog.com/Makaleler/cumhuriyet-doneminde-turk-bankacilik-sektoru.html erişim tarihi: 01.03.2016.

Uğur ERKÂN.