Karaman merkeze bağlı köy.
Karaman’ın güneyinde yer alan köy, Karaman’a 33 km uzaklıktadır.
Köyün bulunduğu yerin rakımı (deniz seviyesinden yüksekliği) 1.529 m’dir.
36° 57′ 41,6046” kuzey, 33° 10′ 57,921” doğu koordinatlarında yer alan köyün komşuları; Kurucabel, Özdemir, Bademli, Ağaçyurdu (Buyuntu), Değirmenbaşı (Erbişim) ve Elmadağı (Avlağı) köyleri ile Mersin-Mut-Gökçetaş, Topkaya ve Çampınar mahalleleridir.
Köye, 8 km daha yakın 5 köy bulunmaktadır. Bademli 5,03 km, Ağaçyurdu (Buyuntu) 5,29 km, Elmadağı (Avlağı) 5,72 km, Değirmenbaşı (Erbişim) 5,99 km ve Özdemir 7,26 km’dir.
Köyün muhtarlık merkezin adı Gördeli’dir. Köyün; Adaysız (Mahmutkahyaçiftliği), Araköy, Kaleköy, Kaşıkçı ve Maşad adında 5 bağlısı bulunmaktadır.
Köyün bağlılarından birisi olan Adaysız’ın diğer adı, Mahmutkahyaçiftliği idi. Mahmut Kâhya, Toroslarda at meraklısı, cins at taşıyan, çok zengin eğer takımları ile benzediği atın üzerinde şahane bir pozisyonla her gittiği yerde büyük saygı gören uzunca boylu bir adamdı.
Bu Mahmut Kâhya XX. yüzyılın ilk yarısından sonra dünyadan elini eteğini mi çekmişti ki artık o serâzad Cerit boylarının tarihî yaşantısından bir örnekte kalmamıştır.
Avlağı (Elmadağı) Köyü; daha önce köye bağlı bir mahalle iken, 1951 yılında ayrılarak bağımsız bir köy durumuna gelmiştir.
Romalılar Dönemi’nde Göksu Vadisi’ndeki arazileri sulamak için inşa edilmiş sulama kanallarına rastlanmaktadır.
Cerit köyü, 1256 (1840) yılına ait Temettü’ât defterlerine göre Mut kazâsının köyleri arasında sayılmıştır.
1256 (1840) yılı Temettü’at defterinde İçil Sancağı Sinanlı Kazâsı’na tabi Cerid karyesindeki hâne reisleri ve meslekleri; Süleymân-oğlu Ahmed Kethüdâ (muhtâr, çiftçi), Ahmed Kethüdâ-oğlu Şa’bân (çiftçi), Kara Mustafâ (çiftçi), Alî-oğlu Kara Mehmed-oğlu (çoban), İsmâ’îl-oğlu Velî Hasan (çiftçi), İsmâ’îl -oğlu Topal Mehmed (çiftçi), Mahmud’un-oğlu Alî (çiftçi), Osmân-oğlu Torcu Mustafâ (çiftçi), Osmân-oğlu Topal Osmân (çiftçi), Mükremin-oğlu Kara Süleymân (çiftçi), Tan-oğlu İbrâhim (çiftçi), Dadaş-oğlu Sa’dî (çiftçi), Hod Topal Mûsâ (çoban), Kara Ahmed-oğlu İsmâ’îl (çiftçi), Alî-oğlu Ken’an (çoban), Tat Ahmed-oğlu Hasan (çiftçi), İlyas-oğlu Alî (çiftçi), Ahmet-oğlu Tat Alî (çoban), Süleymân-oğlu Durmuş Alî (çiftçi), Mehmed-oğlu Maraz Alî (çiftçi), İsmâ’îl Beğ-oğlu Hüseyin (çiftçi), Kartal (Fartal?)-oğlu İbrâhim (çiftçi), Memili-oğlu Ömer (çiftçi), İsmâ’îl-oğlu Memiş (çoban), İsmâ’îl-oğlu Ramazan (çiftçi), Ömer-oğlu Hamza (çiftçi), Mehmed-oğlu Abanoz Mehmed (çoban), Mehmed-oğlu Hüseyin (çoban), Memiş-oğlu Abdülkadir (çiftçi), Mustafâ-oğlu Kara Mahmûd (çoban), Kadir-oğlu Kahveci İsmâ’îl (çoban), Nasuh-oğlu Ahmed (çiftçi), Osmân-oğlu Çürük Alî (çiftçi), Mehmed-oğlu Abdülfettah (rençber), Kara Alî-oğlu Ahmed (hizmetkâr), Ahmed-oğlu Hâcı Osmân (çoban), Mahmûd-oğlu Kara Sa’îd (çiftçi), Abdülkerîm-oğlu Alî (çiftçi), Maraz-oğlu Topal Mehmed (çiftçi), Ahmed-oğlu Mehmed (çiftçi), Kavlak-oğlu Alî (çiftçi), Abdullâh (hiçbir işe iktidârı olmadığından, başkalarının i’ânesi ile geçinir), Süleymân-oğlu Fevzi (çiftçi) ve Hânefi-oğlu Mehmed’dir (çiftçi) (BOA., ML., VRD., TMT., nr. 10571).
1260 (1844) yılı temettü’ât defterlerine göre Cerit köyü; Mut’un pamuk ve bağcılık ziraatı yapılan köyleri arasında zikredilmektedir.
Cerid; 1301-1401 (1896-1906) yılları arasında Mut kazâ merkezine bağlı karyeler (köyler) arasında geçmektedir (Yabancı Eras Defteri, s. 1 ve Vukuat Defteri, 1, 9).
Karaman’ın mahalle, kasaba ve köylerinin tarihçesini araştıran ve bunu kitabında yayınlayan Durmuş Ali GÜLCAN [1319 (1904), Karaman-1996 Karaman], köylülerin atalarının Suriye tarafından gelip, Göksu çevresine oradan da köye yerleştiklerini kaydetmektedir.
Türklerin Anadolu’ya göçleri sırasında Suriye’nin Halep Yöresi ile Hatay ilinin çevresine Binboğa dağlarına yerleşen 14 oymak (İmrenli, Azılı, Vamili, Hamdili, Çakılı, Tatarlı, Mustafabeğli, Ceyhan Bekirlisi, Altıgözbekirlisi, Elmagöllü, Yalagevi, Durak, Hunatlı ve Yumutlu) Cerit kökenli idi.
Bu 14 oymaktan başka bir de “Silsüpür Ceridi” adı da tarihî bazı kayıtlarda geçmektedir. Bu da ya bir oymağın ismidir ya da bir oymağa bağlı obanın adı olmalıdır.
Anadolu’ya doğru göç eden Arap atlı Cerit boylarından bir bölümü Murat ve Yarsuvat sularından geçip, Yedibel yaylasına geldiklerinde atlarının dizginlerini çektiler. Yedibel ve Göksu Vadisi’nin yayla ve kışlaklarını kendilerine uygun bularak oba oba buralara yerleştiler. Zamanla, her oba çoğala çoğala bulunduğu yörenin ismiyle anılan köylülüğe dönüştüler.
İşte ana aşiretin adını taşıyan Cerit Köyü de bu obaların bir bölümünün yurt tuttuğu üç mahalleden oluşmuş bir köydür. Türkiye’de Cerit adlı bundan başka 3 köy daha bulunmaktadır (Çorum-Merkez; Sivas-İmranlı ve Aksaray-Merkez).
Adana-Aladağ; Mersin-Mut ve İzmir-Kiraz’da köylerin, Kilis-Merkez’de köyün ve Çankırı-Yapraklı-Belibedir’in bağlısının adı “Ceritler”dir.
Afyonkarahisar-Dinar’ın köyünün adı “Cerityaylası”dır.
Gaziantep-Şehitkamil’deki mahallenin adı “Cerityeniyapan”dır.
Kırıkkale-Keskin’deki köylerin adları “Ceritkale”, “Ceritobası” ve “Ceritmüminli”dir.
Afyonkarahisar-Bayat-Derbent’in bağlısının adı “Ceritli”dir.
Cerit kelimesi, Arapça sözlükte “yaprakları sıyrılmış, hurma dalı” anlamına gelmektedir. Türkçe de de, at üzerinde oynanan cirit oyununa cerit denilmektedir. Usta binicileri de “cündî” veya “cerit” denilmektedir. Dadaloğlu’nun şiirlerinden Cerit aşiretinin cins atlara sahip oldukları çıkartılmaktadır.
Adana ve Çukurova için en önemli boylar arasında Cerid Türkmenleri de geçmektedir. Cerid aşiretleri Ceyhan ve Osmaniye bölgelerinde yaşamaktaydılar.
Cerid obaları; İmrenli, Azılı, Vameyli, Hamdili, Çakılı, Tatarlı, Mustafa beyli, Ceyhan Bekirlisi, Altıgöz Bekirlisi, Almagöllü, Yalağevi, Durak, Hunatlı ve Yumutlu’dur.
1022 (1613) tarihli fermanda Karaman beğlerbeyi ve sancak beğlerine hitaben yazılan fermanda; “Türkman-ı Halep taifesinden; Karakoyunlu, Çeldikli, Sırıklı, Mamalı, Bozlu (Boz Ahmetli), Şambayatlı, Afşar, Kızık ve Cerit aşiretlerinin yazın yaylamak üzere Rûm diyarına gider idikleri ve kışın Şam taraflarına döndükleri halde birkaç seneden beri; bunların teamül harici Karaman eyâletinde kışlamak suretiyle kaldıkları…” şeklinde dikkatleri çekilmiştir.
Danişmendlüye tabi’ Bıçakçı Cerîd Cemaati’nden Lârende kurbünde sâkin olan Tükmen tâifesi üzerlerine düşen vergiyi ödemeleri hakkında; “Danişmendlüye tabi’ Bıçakçı Cerîd Cemaati’nden Lârende kurbünde sâkin olan Tükmen tâifesine inhâ olunurki; üzerinize edâsı lâzım olan âdet-i ağnâm ve rüsum-ı bennâkinizi defter mucibince cem’ü tahsil idüp, akçalarınızı Bekir Ağa’ya hâzru âmâde itdüresiz. Adem vardukda taalül ü bahâne itmeyesiz. Mûcib-i tezkire ile âmil olasız.
El-fakir Murâd Defterdâr-ı Karaman hâlâ ve Kayaklar Cerîd Cemâati’nden var ise anı dahi tahsil itdüresiz. Hâmil-i tezkire ma’rifetiyle ber-vech-i ta’cil cem’ü tahsil idesiz. Özrü bahâne itmeyesiz” ikâz edilmişlerdir (KŞS., nr. 280, 4a/4, sene 1057 (1647)].
Anadolu’ya doğru sürekli olarak göç eden, aşiretlerin iskân edildikleri yerlerden, başka yerlere gitmelerini önlemek için hükümet epeyce uğraşmıştır.
Bunu sağlamak için Ceritlerin ileri gelenlerinden altı kişinin Çorum iki kişinin Çankırı üç kişinin Kalecik Kalesi’ne, oba beylerinden Velî bölükbaşının da Kayseri Kalesi’ne rehin olarak hapsedildikleri bundan başka diğer aşiret boyları ile birlikte Ceritlilerin elebaşları da toplanıp, Kıbrıs adasına sürgüne yollandıkları bilinmektedir.
Kıbrıs’a sürgün edilenlerden bir bölümü yolda gemi kaptanını öldürerek, geri dönerler. Kıbrıs’a gidenlerden bir bölümü de buradan kaçıp İçel, Alanya ve Isparta dolaylarına giderek eşkıyalık yapmaya başlarlar bu kaçak eşkiyalar arasında Menemenci aşiretinden kimselerde vardır.
Alaiye’den İçel sancağına Yörük iskânı işi ve bununla irtibatlı olarak ortaya çıkan sorunlar, Osmanlı yöneticilerini 10 yıldan fazla uğraştırmasına rağmen bölgede beklenen istikrar bir türlü sağlanamamıştı. Bundan dolayı Hükûmet, 1123 (1711) yılı başlarında meselenin halline yönelik yeni bir çözüm arayışını devreye sokmak zorunda kaldı. Buna göre olaylarda hep ön planda olan Karahacılı Hacı Îsâ-oğlu İbrâhim’le, iskân yerlerini terk ederek Alaiye’ye kaçmış olan aşiretlerin Kıbrıs adasına sürgün edilmesine karar verildi. Sürgüne dâhil olan İçel Yörük cemaatleri arasında Cerid cemaatı da bulunmaktadır (BOA., MAD., nr. 8458, s. 266-267).
Hükümet bunları cezalandırmak için çeşitli önlemler alır, yine de kendi hallerinde kılarak işleriyle uğraşanları affedeceğini aksine davrananların Kıbrıs’a sürgün edilecekleri fermanla bildirilir. Anadolu’ya yayılan Cerit ve diğer aşiretlerin yeniden Rakka’ya götürülmüşlerse de bunlardan bir bölümü burada kalmayı başarmış, gidenler de bölüm bölüm kaçarak Anadolu’ya gelmişlerdir.
Bu kaçaklardan 40 kişilik bir Ceritli eşkiya grubu Ankara’dan İstanbul’a “soft” denilen kumaşları götüren Hristiyan tüccarları Ayaş-Beypazarı arasında soymuşlardır.
Diğer dikkat çekici huşu ise Karaman eyaleti’ne yerleşilen Ceritlilerden eşkıyalık yapanların bazı aşiretlerce korunmuş olmasıdır.
Eyâlet-i Karaman’da vaki aşayir ve kabailden Hamzahacılı, Karabağlı, Armutlu, Atçeken, Ezelin, Küşte (Kuşdemir), Danişmentli, Şerefli, Boynuboğuk, Karacakürt, Silsüpür Ceridi, Avşar, Avcı, Acem Türkmenleri Horzum Aşireti Olmalışimili Arap, Süleymanhacılı, Hotamış, Çapan (Çepni), Tekbeğ ve Kolukısa dimekle meşhur olan aşayir ve cemaatin boy beğleri ve oymak kethüdaları ile Kurtlu vesair 13 oymağın Miri aşireti olan Pirîoğlu’na hüküm ki diyerek başlayan 1181 yılı Zilhicce (1768 yılı Nisan) ayında yazılan bu fermanda; bu oymaklardan eşkıyalık yapanların yakalanarak öldürülmesi, ölenlerin üzerinde bulunan eşya ve atlarını öldürenlere verilmesi hakkındaki fetvaları rağmen, bu eşkıyaların takip ve cezalandırılmasında müsamahakâr davranıldığı özellikle Pirîoğlu’nun bu eşkiyaları koruduğu anlaşılmaktadır.
Bu kez Pirîoğlu’nun bu hareketinin bağışlandığı, bundan sonra eşkiyalar üzerinde hassasiyetle durulmadığı takdirde üzerine asker gönderilerek kendilerinin tarumar edilecekleri uyarısıyla yöredeki eşkıyalık yapanların yakalanıp, idam etmeleri ve aşiret fertlerinin hiçbirisinin eşkiyaya yardım ve yataklık yapmamaları tembih olunmaktadır.
1928 yılında eski Türkçe alfabe ile yayınlanan “Son Teşkilat-ı Mülkiye’de Köylerimizin Adları” isimli kitapta Cerit Köyü; İçil Vilayeti, Mut Kâzası, Merkez Nâhiyesi köyleri arasında zikredilmiş ve eski Türkçe harfler ile “جريد”, Lâtin harfleriyle “Djérid” şeklinde ifade edilmiştir.
Dahiliye Vekili Hilmi URAN, İçel Vilâyeti Mut Kâzası’na bağlı Boyuntu, Cerit, Medreselik ve Değirmenbaşı köylerinin Konya Vilâyeti Karaman Kâzası’nın Merkez Nâhiyesi’ne bağlanmasına dair tanzim olunan kararnâme ve esbab-ı mucibe lahiyasını 31 Ekim 1944 tarihinde Başvekâlet’e göndermiştir.
Kararnâme ve esbab-ı mucibe lahiyası aşağıda olduğu gibidir.
İçel Vilâyeti’nin Mut Kâzası’na bağlı Boyuntu, Cerit, Medreselik ve Değirmenbaşı köylerinin bağlı oldukları kâza merkezine olan mesafelerinin uzunluğu dolayısıyla köylülerin idarî işlerde bir takım zorluklarla karşılaştıklarından iktisadî ve idarî bakımlardan kendilerine daha yakın ve aralarında muntazam şose olan Konya Vilâyeti’nin Karaman Kâzası’na bağlanmaları köylülerin dileği üzerine İdare Heyeti ve Daimî Encümen kararlarına dayanılarak her iki vilâyetten teklif edilmiştir.
Vekâletçe yapılan incelemelerde; bu teklif yerinde görülmüş ve muamelesi de 4025 sayılı Kanunun 1 inci maddesi d fıkrasına göre uygun bulunmuştur.
Kararnâme ve esbab-ı mucibe lahiyası Başvekâlet’e ulaştıktan sonra Başvekâlet bu evrakları 2 Kasım 1944 tarihinde Cumhurbaşkanlığı’na havale etmiştir. Daha sonra Cumhurbaşkanı İsmet İNÖNÜ, Başvekil Şükrü SARAÇOĞLU ve Dahiliye Vekili Hilmi URAN, 6 Kasım 1944 günü toplanarak aşağıdaki kararnâmeyi kabul etmişlerdir
“Madde 1- İçel Vilâyeti’nin Mut Kâzası’na bağlı Boyuntu, Cerit, Medreselik ve Değirmenbaşı köyleri Konya Vilâyeti Karaman Kâzası’nın Merkez Nâhiyesi’ne bağlanmıştır.
Madde 2- Bu kararnâme hükmünü icraya Dahiliye Vekili memurdur.”(Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Fon Kodu: 30..11.1.0, Yer No: 171..32..4. Tarih: 6 Kasım 1944; 15 Kasım 1944 tarihli ve 5857 sayılı Resmî Gazete).
Köy, Konya ili, Karaman İlçesi, Merkez Bucağı’na bağlı iken, 15 Haziran 1989 tarihinde kabul edilen “3578 sayılı 4 il ve 5 ilçe Kurulması Hakkında Kanun” ile Karaman İli, Merkez İlçesi, Merkez Bucağı’na bağlanmıştır (21 Haziran 1989 tarihli ve 20202 sayılı Resmî Gazete).
Köy; 1935’de 585, 1940’da 584, 1945’de 626, 1950’de 690, 1955’de 467, 1960’da 493, 1965’de 478, 1970’de 435, 1975’de 395, 1980’de 414, 1985’de 501, 1990’da 455 ve 2000’de 375 kişi olarak sayılmıştır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2007 yılında geçilen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne (ADNKS) göre köyün nüfusu 395 kişidir.
2008’de 371, 2009’da 351, 2010’da 344, 2011’de 342, 2012’de 314, 2013’de 299, 2014’de 296, 2015’de 295, 2016’da 313, 2017’de 328, 2018’de 341 ve 2019’da 330, 2020’de 320 ve 2021’de 308 kişi olarak tespit edilmiştir.
Köy nüfusuna kayıtlı ailelerin soyadları; Atay, Ateş, Bayrak, Bilir, Bulur, Ciritbeyi, Deli, Deniz, Durmaz, Geder, Gelir, Gökalp, Gülcan, Gürbüz, Karaman, Kaya, Keskince, Korkmaz, Kozan, Öz, Özbay, Öztekin, Pala, Pınar, Poyraz, Sarı, Sarıal, Sezer, Songur, Şahin, Şanal, Şanlı, Tekin, Topbaş, Toprak, Uzun, Ülker, Ünal, Ünlü, Üstük, Yanar, Yücel ve Yüksel’dir.
214 seçmeni olan Cerit Köyü’nde 1 Kasım 2015 günü yapılan 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nde 199 seçmen 1332, 1333 ve 1334 numaralı sandıklarda oy kullanmıştır. 194 oy geçerli sayılırken, 5 oy geçersiz sayılmıştır.
Ceritliler, 99 oyla en fazla AK Parti’yi tercih etmişlerdir. MHP 43 oy ve CHP 35 oy almıştır. HDP’ye ise oy çıkmamıştır.
16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişi öngören halk oylaması (referandum) sonuçlarına göre; Cerit Köyü’nde %55 oranında “evet” ve %45 oranında “hayır” çıkmıştır.
Köyün Muhtarı; Osman ÜNAL’dır (irtibat numarası: 0538 676 33 74).
Köyün azaları; Abdurrahman KARAMAN, Ramazan ŞAHİN, Akif SARIAL ve Mustafa YARAT’tır.
Köyün eski muhtarları; Mehmet GÖKALP (2014-2019), Aziz ÜNAL (2009-2014), Ali SARIAL (2004-2009), Aziz ÜNAL (1999-2004), Süleyman TOPBAŞ (1994-1999), Kemal ÖZBAY (1989-1994), Muttalip POYRAZ (1984-1989), Ahmet POYRAZ (1977-1980), Mustafa ŞANAL (1973-1977), Ahmet POYRAZ (1970-1973), Durmuş YÜKSEL (1968-1969), Mustafa YÜKSEL 1965), Mustafa ÜLKER (1963-1964), Ali KUŞ (1961), Mahmut YÜCEL (1957-1961), Durmuş Ali ŞANLI (1954-1956), Ahmet ATAY (1950), Durmuş Ali ŞANLI (1948) ve Yakup UYAR’dır (1947-1948).
Köyün geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Köyde buğday başta olmak üzere zeytin, nohut, arpa, üzüm, elma, badem, kavak, ceviz, nar, domates, Macar fiği, kayısı, erik, hıyar, patlıcan, biber, patates, fiğ, lahana, mercimek, yerfıstığı, incir, nektarin, fasulye, ıspanak, kavun, maydanoz, şeftali ve bamya gibi ürünler yetiştirilmektedir.
51,077 dekar alan nadasa bırakılmaktadır.
Köyün sulama kooperatifinin 71 ortağı bulunmakta, yoğun olarak zeytin yetiştiriciliği yapılan 700 hektar arazi sulanmaktadır. Sulamada kullanılan elektrik enerjisi maliyeti yüksek olması nedeniyle, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından finanse edilen Göksu-Taşeli Kalkınma Projesi sulama ve kırsal altyapı yatırımları kapsamında; 800 bin Türk Lirası bütçeli 108 kW gücündeki Güneş Enerjisi Santrali (GES) için 360 adet güneş paneli kurulması protokolü 24 mayıs 2019 tarihinde imzalanmıştır.
Köyde 414 adet büyükbaş hayvan varlığı ile 1.029 adet koyun ve 3.280 adet keçi olmak üzere toplam 4.309 adet küçükbaş hayvan varlığı bulunmaktadır. 35 adet arı kovanı mevcuttur.
Köyün mera varlığı bulunmamaktadır. Köyde 2,9832 hektar harmanyeri bulunmaktadır.
Köyün arazi kadastrosu 15 Ağustos 1997 yılında kesinleşmiştir. Köy; “orman bitişiği köy” kapsamında olup, 4.710,3610 hektar orman varlığı bulunmaktadır.
Köyün mevkileri; Abdalkoyağı, Adaysız, Akdüz, Araburun Araplar, Ardıçlı, Arpaalanı, Bağlık, Bostanpınarı, Bozdağ, Bozkoyak, Bozkuyu, Çal, Çiçekkoyağı, Çorbacı, Çorbacıbükü, Darıgölü, Dedehoca, Değirmenbükü, Delikin, Demirciöreni, Devli, Dikmeli, Dökük, Ekizkuyu, Elmalı, Göğüs, Gökburun, Gökgöl, Gölcük, Gördeliini (Ardıçlı), Göz, Güdükkuyu, Hüseyinbükü, İkizkuyu, Kalabak, Kalabaktaşı, Karaburun, Karamehmet Gölü, Karapınar, Kaşıkçı, Kayaönü, Kaynar, Kazan, Kazancı, Kebent, Kevenderesi, Kırkoyak, Kırmalık, Kızıldüz, Kızıltepe, Kocadüz, Kokarağaç, Köraliyurdu, Köyiçi, Köyönü (Pınaroluk), Kulaçdüzü, Kürklü, Malaş, Maşat, Mehmetdüzü, Mezarlık Civarı, Obruklukoyak, Osmanpınarı, Ören, Örenyeri, Pınaroluk, Sakaralan, Sarıkerim, Siveyş, Susan, Süleymankoyağı, Taşdibi, Tekergöl, Topaktaş, Tönbekli (Gökburun, Kürklü), Tönbelik ve Yastıpınar’dır.
Köyün kargir câmii bulunmaktadır.
Köyde ilkokul 1942 yılında açılmıştır. 1982 yılında devlet tarafından yeni okul binası yaptırılmıştır. Köyün öğrencileri Elmadağı Köyü’nde bulunan ilkokula taşınmaktadır.
Köyün medar-ı iftiharı İstiklâl Harbi şehididir. Mevlüt oğlu Ahmet (R. 1312/ M. 1896-R. 3 Teşrinievvel 1337/ M. 3 Ekim 1921), Maraş Hastahânesi’nde şehadet şerbetini içmiştir.
“Cerid Kızı” türküsü aşağıdaki şekildedir:
“Bir ayna olsam aynına,
Bir gece girsem koynuna,
Kız babalın boynuma,
Elleri Cerid gezenen.
Yaktın beni Cerid kızı,
Yıktın beni güzel Emo.
Evlerinin önü çukur,
Yanağında güller kokar,
Elvan elvan çulha dokur,
Elleri Cerid gezenen.
Yaktın beni Cerid kızı,
Yıktın beni güzel Emo.
Evlilerinin önü yazı,
Yazı da yayılır kuzu,
Ufukta Kârsızın kızı,
Elleri Cerid gezenen.
Yaktın beni Cerid kızı
Yıktın beni güzel Emo.”
Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur.
Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köy içi yolları parke taşı ile kaplanmıştır.
BİBLİYOGRAFYA:
Yusuf Halaçoğlu, Anadolu’da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar (1453-1650), Ankara 2009, c. I, s. XLII; Ensar Köse, Doğan Atlay, Mut (Claudiopolis), Mut 2005, s. 441, 442; Seyhan Başaran, 1896-1906 Yılları Arasında Mut Kazası’nın Nüfus Yapısı Ve Nüfus Hareketleri, (Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Mersin 2008, s. 29, 32, 34; Mehmet Çoraman, 280 No’lu Karaman Şeriye Sicili, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü (basılmamış yüksek lisans tezi), Afyonkarahisar 2011, s. 25, 48; Ensar Köse, Âyanlar Çağında İçel Sancağında Sosyal Hareketlilik, (İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2013, s. 152; Musa Şaşmaz, Türkiye’nin İdari Taksimatı (1920-2013), Ankara 2014, c. VII, s. 366; Son Teşkilat-ı Mülkiye’de Köylerimizin Adları, Dahiliye Vekaleti, İstanbul 1928, s. 367; Durmuş Ali Gülcan, Karaman Mahalle, Kasaba ve Köyleri Tarihçesi, Karaman 1989, s. 141-152; Özlem Varışlı Atçeken, Karaman’da Oynanan Köy Seyirlik Oyunları ve Türküleri, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya 2015, s. 190, 191; Doğan Koçer, Karaman Temettü’ât Defterleri, Karaman 2007, c. II, s. 551-562; Abdullah Uysal, Necati Alodalı, Musa Demirci, Dünü, Bugünüyle Karaman Kültür-Tarih-Coğrafya, Konya 1992, s. 128; İçişleri Bakanlığı, İller İdaresi Genel Müdürlüğü, Köylerimiz (1 Mart 1968 gününe kadar), Ankara 1968, s. 115; Orman İçi ve Orman Bitişiği Köyler ve Belediyeler, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Tarımsal Üretimi Geliştirme Genel Müdürlüğü, Ankara 2003, s. 378; https://biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=95&locale=tr erişim tarihi: 05.02.2016; http://karaman.gov.tr/il-mahalli-idareler-mudurlugu erişim tarihi: 19.02.2016; http://www.resmigazete.gov.tr erişim tarihi: 19.02.2016; www.msb.gov.tr erişim tarihi: 07.02.2016; https://wikipedia.org erişim tarihi: 27.01.2017; https://e-icislerigov.tr erişim tarihi: 07.02.2016; https://sonuc.ysk.gov.tr erişim tarihi: 07.02.2016; http://bucivar.com/karaman/merkez/cerit erişim tarihi: 27.01.2017; http://www.karaman.gov.tr/kirsal-altyapi-yatirimlari-isbirligi-protokolu-imzalandi erişim tarihi: 24.05.2019.
Uğur ERKAN.