Karaman merkeze bağlı köy.

37° 7′ 47,3808” kuzey ve 33° 8′ 39,7032” doğu koordinatlarında bulunan köy, Karaman’ın güneybatısında yer almaktadır.

Köyün bulunduğu yerin rakımı (deniz seviyesinden yüksekliği) 1.098 m’dir.

Karaman’a uzaklığı 9 km olan köy, Çakırbağ (Dilbeyan), Kurtderesi, Boyalı, Morcalı ve Yazılı (Göndere) köyleriyle komşudur.

Köye 8 km mesafeden daha yakın 4 köy bulunmaktadır. Kurtderesi 2,75 km, Yazılı (Göndere) 4,57 km, Çakırbağ (Dilbeyan) 6,9 km ve Morcalı 7,05 km’dir.

Köyün “Tutlutepe” adında bağlısı bulunmaktadır.

Köyün “Fideriç” olan ismi; 1961 yılında yabancı ad taşıdığı gerekçesiyle “Çavuşpınarı” olarak değiştirilmiştir. Köyün ismi halk arasında “Fideriş” olarak telaffûz edilmektedir.

XVI. yüzyılda Lârende (Karaman) Kazası’nda yerleşme ve nüfusunu araştıran Osman GÜMÜŞÇÜ, tarihî vesikalarda “Filâderîç” şeklinde geçen köyün isminin Türkçe olmadığını ve az bir değişiklikle “Fideriç” olarak muhafaza edildiğini kaydetmektedir.

Adı Türkçe olmayan köylerin Roma-Bizans döneminde kurulmuş olabileceğini kaydeden GÜMÜŞÇÜ, “Tabii aynı sürecin daha önceki dönemlerden beri tekrarlandığı da unutulmamalıdır.” tespitini yapmaktadır.

Karye-i Filâderîç; XVI. asrın başlarında Lârende nâhiyesine tabi idi ve Emîr Mûsâ Medresesi’ne akar (gelir) getirmek üzere vâkfedilmiş idi (BOA., TD., nr. 40, s. 921).

924 (1518) yılında 57 hâne ve 49 Müslüman neferden ibaretti. Vergi hâsılı (geliri) 3.330 akçesi vâkıf geliri olmak üzere toplam 6.224 akçe idi.

935 (1529) yılında 8 hâne ve 9 Müslüman neferden ibaretti. Vergi hâsılı 3.330 akçesi vâkıf geliri olmak üzere toplam 5.960 akçe idi.

948 (1541) Mufassal Tahrir Defteri’nin (TD., nr. 415) 164. sayfasında “Vâkf-ı Medrese-i Emîr Mûsâ” olarak geçmektedir.

992 (1584) yılında Kâş nâhiyesi’ne bağlanan karye 108 Müslüman neferden ibaret olup, vergi hâsılı 3.330 akçesi vâkıf geliri olmak üzere toplam 8.000 akçe idi (Tapu Kadastro Kuyud-ı Kadim Arşivi, Mufassal Tahrir Defteri (TK., nr. 113, v. 205 b.).

Lârende şehrinin Odun (ve) Toprak defterinin beyanında; Karye-i Filaderiç’in yol yapımı için kullanılmak üzere 5 kantar toprak ve 5 kantar odun tahsis olunmuştur [KŞS., nr. 280, 1a, sene 1054 (1644)].

1312-1317 (1897-1901) yılları 323 Numaralı Karaman Şer’iyye Sicili’nde Fideriç Karyesi’nden ismi geçenler şunlardır: “Fâtıma bint-i Habîb, Halîl bin Abdullâh, Emine bint-i Ahmed, Kerîm bin Mustafâ, Âyşe bint-i İbrâhim, Ahmed bin Alî, Fâtıma bint-i İbrâhim, Hüseyin bin Alî, Fâtıma bint-i Ahmed, Mehmed bin Hüseyin, Fâtıma bint-i Mehmed, Durmuş bin Alî, Fâtıma bint-i Ahmed ve Alî bin Ahmed.”

3 Rabiulahir 1324 (27 Mayıs 1906) tarihli “hisse talebi” konulu davada Fideriç karyesinden Hâcı-oğlu Halîl ile kızları Sıdıka ve Ümmühânî’nin isimleri geçmektedir (319 Numaralı Karaman Şer’iyye Sicili, no: 554, s. 110/2).

Konya Vilâyeti Sıhhiye Müdürü Dr. Nazmi Azmi Bey [SELCEN, 1303 (1887), Arapgir, Malatya-1945, İstanbul]; 1338 (1922) yılında tarafından kaleme alınan “Türkiye’nin Sıhhi-i İçtimai Coğrafyası, Konya Vilâyeti” adlı eserde; Fideriç Köyü, Karaman Kazası, Merkez Nâhiyesi’ne bağlı köyler arasında ismi geçmektedir.

Sapancalı Muallim H. Hüsnü Bey [1309 (1893), Sapancalı, Sakarya-1958, ?]; 1338 (1922) yılında kaleme aldığı “Karaman Ahval-i İçtimâiyye Coğrafiyye ve Tarihiyyesi” isimli kitabında, Merkez kazâya bağlı Fideriç Köyü’nün Karaman’a mesafesinin 1,5 saat olduğunu kaydetmiştir (Kitabı yayınlayan İbrahim GÜLER, köyün ismini “Kıderiç” olarak Lâtinize etmiştir).

1344 (1928) yılında eski Türkçe alfabe ile yayınlanan “Son Teşkilat-ı Mülkiye’de Köylerimizin Adları” isimli kitapta Kılbasan; Konya Vilayeti, Karaman Kazası, Merkez Nâhiyesi köyleri arasında zikredilmiş ve eski Türkçe harfler ile “قيدريج” Lâtin harfleriyle “Kidéridj” şeklinde ifade edilmiştir.

Köy, Konya İli, Karaman İlçesi, Merkez Bucağı’na bağlı iken, 15 Haziran 1989 tarihinde kabul edilen 3578 sayılı 4 il ve 5 ilçe Kurulması Hakkında Kanun gereğince Karaman İli, Merkez İlçe, Merkez Bucağı’na bağlanmıştır (21 Haziran 1989 tarihli ve 20202 sayılı Resmî Gazete).

Türkiye’de “Çavuşpınarı” adında başka bir yerleşim birimi (mahalle, köy, bağlı) bulunmamaktadır.

Karaman ve köylerini araştıran ve bunu kitabında yayınlayan Durmuş Ali GÜLCAN (R. 1319/ M. 1904, Karaman-1996 Karaman), Gülkaya (Gödetağını) sınırları içerisinde kalan ve Bizans yerleşimi olan “Fenarek” yöresinin köyle akrabalığı üzerinde durmuştur.

GÜLCAN, şimdiki köyün olduğu yer ile “Yıkık Köprü” yöresinde Müslüman, “Derinceöz” ve “Canavarkaya” yöresinde Hristiyanlara ait mezarlık ve harabelerin varlığından bahsetmektedir.

Ayrıca halk arasında “Gavuröreni” adı verilen harabelerin Bizans dönemine ait olduğunu kaydetmektedir.

XVIII. yüzyılın sonlarında Morcalı ve Boyalı köylerine Silifke’nin Bolacalı ve İmamuşağı yörüklerinden 7 obanın yerleştiği bilgisini veren GÜLCAN, Karaman Mevlevîhânesi’nin vâkıf mütevellisi tarafından buraya oturmalarına müsaade edilmediğini belirtmektedir.

Bu nedenle Bolacalı obaları başlarında Nizâmoğlu olmak üzere, Yıkık Köprü Örenine çekilmişler ve köyün ilk nüvesini teşkil etmişlerdir.

Bu yörüklere daha sonra Tırtarlı yörükleri de katılmışlar ve 25 hâneye ulaşmışlardır. Bu arada harabe halindeki câmii de tamir ederek ibâdete açmışlardır. Böylelikle XIX. yüzyılın başlarından itibaren Fideriç öreni üzerinde yeni bir köy teşkil edilmiştir.

Derenin batı yakasına yerleşen Bolacalı ve İmamuşağı yörükleri ile güneydoğu yakasına yerleşen Tırtar yörükleri arasında zaman zaman acı hadiselerin yaşandığı nizalar ortaya çıkmıştır. Bunun sonucunda bazı aileler Çumra yöresine, bazıları da eski yurtlarına (Silifke) göç etmişlerdir.

Daha sonra köye Konya’nın Bozkır ve Hadim’den gelip, yerleşenler olmuştur.

Bolacalı yörüklerinden medrese tâhsili gören “Sarı Mehmed” adında aydın bir kişiden bahseden GÜLCAN, köylünün önderliğini yaptığını belirtmektedir. Millî mücadele yıllarında Karaman’a sıçrayan Delibaş isyanında; Başkışla tarafından inen asiler, yol üzerindeki Fideriç’e uğramışlar, kendilerine katılma teklifini reddeden Sarı Mehmed’e eziyet etmişlerdir (belini kırmış, davar sürüsü ve mallarını yağmalamışlardır). GÜLCAN, bu muâmeleye fazla dayanamayan Sarı Mehmed’in 91 yaşında vefât ettiğini kaydetmiştir.

XVIII. yüzyılın ilk yarısında İçil Sancağı’na bağlı Bağçe Deresi adlı yerde sakin olan Bolacalı yörükleri, zamanla bu bölgeyi terk ederek ya başka bölgelere yerleşmişler veya konar-göçer olarak hayatlarını devam ettirmişlerdir. Gülnar, Mud, Maraş, Selenti, Hamid, Beyşehri, Karaman ve Alaiye bölgelerinde dağınık olarak yaşamaktaydılar. 1132-1133 (1720-1721) yılında yapılan Yörük tahririne göre 58 bennak nüfusa sahip olan bu gurubun mensuplarının, 11.667 ganem (koyun) ve 66 develeri mevcuttu.

1314 (1896) yılı Konya Vilâyeti Salnâmesi’ne (İl Yıllığı) göre 20 hânede 97 kişi kayıtlıdır.

1321 (1904) yılındaki genel nüfus kütüğü yazımına göre 110 kişi olarak sayılmıştır.

Sapancalı Muallim H. Hüsnü Bey, 1338 (1922) yılında köyün nüfusunu 30 hânede 116 kişi olarak kaydetmiştir.

1341 (1925) yılında yapılacak mebus (milletvekili) seçimi için hazırlanan nüfus defterine göre 170 kişidir.

Köy; 1935’de 117, 1940’da 158, 1945’de 148, 1950’de 201, 1955’de 208, 1960’da 239, 1965’de 307, 1970’de 297, 1975’de 275, 1980’de 240, 1985’de 187, 1990’da 186 ve 2000’de 226 kişi olarak sayılmıştır.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2007 yılında geçilen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine (ADNKS) göre köyün nüfusu 276 kişidir.

2008’de 296, 2009’da 292, 2010’da 313, 2011’de 302, 2012’de 294, 2013’de 289,  2014’de 321, 2015’de 297, 2016’da 330, 2017’de 329, 2018’de 315, 2019’da 298, 2020’de 304 ve 2021’de 312 kişi olarak tespit edilmiştir.

Köy nüfusuna kayıtlı ailelerin soyadları; Akbıyık, Çelik, Durmaz, Durmazer, Eser, Gök, Göktaş, İnan, Kaya, Kayır, Kaynar, Mortaş, Sarı, Şahin, Taş, Tırtar ve Yılmaz’dır.

206 seçmeni olan Çavuşpınarı Köyü’nde 1 Kasım 2015 günü yapılan 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nde 186 seçmen 1339 numaralı sandıkta oy kullanmıştır. 184 oy geçerli sayılırken, 2 oy geçersiz sayılmıştır.

Çavuşpınarlılar, 156 oyla en fazla AK Parti’yi tercih etmişlerdir. MHP 9 oy ve CHP 8 oy almıştır. HDP’ye ise hiç oy çıkmamıştır.

16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişi öngören halk oylaması (referandum) sonuçlarına göre; Çavuşpınarı Köyü’nde %89 oranında “evet” ve %11 oranında “hayır” çıkmıştır.

Köyün muhtarı, Nuri SARI’dır [irtibat numarası: 0 (537) 702 84 04].

Köyün azaları; Mustafa GÖK, Mehmet YILDIZ, Bekir DUMAN ve Kadir ESER’dir.

Köyün eski muhtarları; Mehmet ESER (1994-2019), Halit ESER (1986-1994), Mükremin KAYNAR (1984-1986), Mustafa DURMAZ (1977-1980), Ramazan ÇELİK (1973-1977), Osman DURMAZER (1971-1973), Ali İNAN (1968-1970), Mehmet Emin SARI (1965), Ali İNAN (1963-1965), Arif TIRTAR (1959), Mehmet YILMAZ (1954-1958), Hasan TIRTAR (1954), Mehmet TAMER (1950), İbrahim ESER (1949), Mehmet GÜL (1947-1949) ve Mehmet YILMAZ’dır (1942).

İklim yapısı kışın soğuk ve yağışlı, yaz ayları ise kurak ve sıcaktır.

Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Buğday başta olmak üzere arpa, nohut, badem, yulaf, yağlık ayçiçeği, çavdar, dane mısır, üzüm, Macar fiği ve elma yetiştiriciliği yapılmaktadır.

Köyde 185,783 dekar alan nadasa bırakılmaktadır.

Köyde 398 adet büyükbaş hayvan varlığı ile 1.735 adet koyun ve 609 adet keçi olmak üzere toplam 2.344 adet küçükbaş hayvan varlığı bulunmaktadır. 80 adet arı kovanı mevcuttur.

Köyün kadastrosu 29 Eylül 1968 tarihinde kesinleşmiştir. Köyün orman varlığı bulunmamaktadır.

Köyün mevkiileri; Abdullaharkası, Akkuyu, Andızlıburun, Ardıçalanı, Canavarkoyağı, Cehirlik, Domalanlıkoyak, Deliklibelen, Göndere Yolu, Karaağılı, Kızılyer, Kozkolu, Köycivarı, Köyiçi, Kulakbükü, Pelitönü, Sultanalanı ve Taşbent’tir.

Köyün ilkokulu 1966 yılında muvakkat binada öğrenime başlamışlardır. Okumaya karşı ilginin azlığı ve şehre göçten dolayı öğrenci sayısı her yıl azalmıştır. Köyün çocukları Karaman merkezde bulunan Fatih Eğitim Çalışanları İlk ve Ortaokulu’na taşınmaktadır.

Köyde “Değirmenci” oyunu oynanmaktadır (Kaynak Kişi: M. Emin SARIL). İki oyuncu yere yatırılır. Bir kişi değirmencinin kapısını çalar.

I. Oyuncu — Değirmenci, değirmenci galk zabah oldu, gün ışıdı. Şu unumu bir üğüdüver.

Değirmenci — Sen misin? şincik geliyom. Az birez bekle, ecele etme.

Temsili olarak kapıyı açar. Oyuncunun gömleğinin arasından bit ararmış gibi yapar. Bulunca ağzına atar-çıt diye ses çıkartır. Odada bulunanlar gülüşürler.

I. Oyuncu — Değirmenci, değirmenci bizi oyalama hele şu unumuzu bir üğüdüver.

Değirmenci — Sen unu munu boş ver. Diyiver bakalık eşşeğin gancık mı, erkek mi?

I. Oyuncu — Gancık benim eşşek, n’olacaki? Sen benim unu üğüdüver, eşşeği nidecen ki?

Değirmenci — Eşşek gancık olmazsa unu eve çekemez goçum.

II. Oyuncu — Benimki erkek ha, de bakalık.

Değirmenci bunun üzerine II. oyuncuyu oda içinde kovalar ve turayla döver. Sonuçtan memnun olmayan oyuncu feryada başlar.

II. Oyuncu — Benimki de gancık işte diyom ya gancık.

Değirmenci — Hah! Aslanım, goçum benim, işte şincik oldu. Gel hele şöyle gel. Ben senin ununu bir üğüdürüm ki artık. Gel yanıma yaklaş, goçum benim.

Köyde oynanan “Pancar Sökme” oyununda; oyuncular arka arkaya oturtulup ve kollarıyla birbirlerine sıkı bir şekilde sarılırlar (Kaynak Kişi: M. Emin SARI).

I. Oyuncu — (Oyunculardan birine dönerek) Bir pancar ver.

II. Oyuncu — Ebem namaz kılarken Fizân’a gitti. Pancarım yok. Nirden bulayım?

Diğer Oyuncular — (Birlikte bağırırlar) Sök sök al, sök sök al.

II. Oyuncu — İzin sizden pancar sökmek benden.

Oyuncuları yerlerinden sökmeye çalışır. Söktüğü kişi ile oyundaki yerini değiştirir.

Köyde oynanan oyunlardan biri de “Kızım Folunu, Tut Babanın Kolunu” oyunudur (Kaynak Kişi: M. Emin SARI). Acemi bir oyuncu seçilir, iki oyuncu “Kızım folunu, tut babanın sol kolunu” diyerek, sol koluna, “Kızım folunu, tut babanın sağ kolunu” diyerek acemi oyuncunun sağ koluna girerler ve iyice sıkıştırarak canını acıtırlar.

Köyde oynanan diğer bir oyun da, kız oyunu olan “Tezek Devşirme” oyunudur (Kaynak Kişi: M. Emin SARI). Acemi bir oyuncu seçilir ve yere yatırılır. Diğer oyuncular daha önceden odanın bir köşesine bir kova suyu saklar ve tezek toplar gibi arka arkaya otururlar. Elleriyle iki yana eğilerek “Kızım boyunu, dök babanın suyunu” diyerek, acemi oyuncunun başından aşağıya bir kova suyu dökerler.

Köyde söylenen kına türküsü şu şekildedir:

“Gel gelinin kaynanası,

Bugün bu kızın kınası,

Çığırın gelsin anası.

Kınası karılır tasta,

Oğlan evi pek avasta,

Kız evi kara yasta.

Kız anam kız kınan kutlu olsun.

Söyle dillerin tatlı olsun.

Kız anası kız anası,

Hani bunun öz anası?

Sofrada kaldı kaşığı,

Büyük evler ıssız kaldı.

Kız anam kız kınan kutlu olsun.

Söyle dillerim tatlı olsun.

Altın tas içinde kınan ezilsin,

Sabah olsun güzel yüzün yazılsın,

Görümceler etrafına dizilsin.

Git kızım sağlıyla,

Sil gözünü yağlığla.

Esvap yıkadığın ah taşlar,

O gölgelendiğin ağaçlar,

Tuz ekmek yediğin kardaşlar.

Git kızım sağlıyla,

Sil gözünü yağlıyla.

Babamın öküzü beştir,

Anadan ayrılmak güçtür,

Kızların emeği boştur.

Git kızım sağlıyla,

Sil gözünü yağlıyla.

Analar besler hurma ile

Eloğlu döğer yarma ile

Eloğluna oldum yalvarma ile

Git kızım sağlıyla,

Sil gözünü yağlıyla.

Gelinin yüreği tutuldu,

Oğlan evine yıkıldı,

Ananın beli büküldü.”

Palamut ağaçları (Tescil ve Karar No: 08.08.1991-1104); köyün 1 km güneydoğusunda, Pelitönü Mevkii’nde, yer almaktadır. Çalılık bir alan içerisinde hafif meyilli bir setin kenarında birbirine yakın üç adet palamut ağacı bulunmaktadır.

Çevresi 4.20 m, 3.20 m ve 2.20 m ölçülerinde olan palamut ağaçları, “anıt ağaç” olarak değerlendirilmişlerdir.

Günümüzde doğuda bulunan ağacın bazı dalları kurumuş ve kesilmiştir. Diğer iki ağaç bazı küçük kuru dalları olmakla beraber sağlıklı görünmektedir.

Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur.

Köy yolu asfalt olup, köy içi yollarına parke taşı döşenmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Üçler Bulduk, “Bozdoğan Yörükleri ve Yaylak Kışlak Sahaları”, Anadolu’da ve Rumeli’de Yörükler ve Türkmenler Sempozyumu Bildirileri, Ankara 2000, s. 77; Mehmet Çoraman, 280 No’lu Karaman Şeriye Sicili, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü (basılmamış yüksek lisans tezi), Afyonkarahisar 2011, s. 23, 36; Osman Gümüşçü, XVI. Lârende (Karaman) Kazasında Yerleşme ve Nüfus, Ankara 2001, s. 30, 60, 114; Doğan Koçer, Karaman Temettü’ât Defterleri, Karaman 2007, c. I, s. 231, 237, 241; Durmuş Ali Gülcan, Karaman Mahalle, Kasaba ve Köyleri Tarihçesi, Karaman 1989, s. 139-141; Mehmet Kurt, Antik Çağda Karaman (Laranda) ve Yakın Çevresi (Tarihî Coğrafya-Yerleşimler-Kalıntılar-Buluntular), Konya 2011,  s. 48; Alaattin Aköz, 323 Numaralı Karaman Şer’iyye Sicili 1897-1901 (R. 1312-1317), Konya 2012, s. 55, 59, 69, 99, 118, 142, 144, 164; 319 Numaralı Karaman Şer’iyye Sicili 1905-1906 (R. 1320-1322), Konya 2012, s. 211; Son Teşkilat-ı Mülkiye’de Köylerimizin Adları, Dâhiliye Vekaleti, İstanbul 1928, s. 854; Nazmi Azmi Selcen, Türkiye’nin Sıhhi-i İçtimai Coğrafyası Konya Vilâyeti, Yayına hazırlayan: Mehmet Karayaman, Konya 2009, s. 80; Sapancalı Muallim H. Hüseyin Bey, Karaman Ahval-i İçtimâiyye Coğrafiyye ve Tarihiyyesi (1338 R./ 1341 H.), Yayınlayan: İbrahim Güler, Ankara 1993, s. 72; Cengiz Topal, Karaman Kültür Envanteri, Karaman 2007, s. 118; Abdullah Uysal, Necati Alodalı, Musa Demirci, Dünü, Bugünüyle Karaman Kültür-Tarih-Coğrafya, Konya 1992, s. 131; İçişleri Bakanlığı, İller İdaresi Genel Müdürlüğü, Köylerimiz (1 Mart 1968 gününe kadar), Ankara 1968, s. 77; İçişleri Bakanlığı, İller İdaresi Genel Müdürlüğü, Konya İli (Bülten 65), Ankara: 1965, s. 37; Ahmet Talat Duru, Karaman’ın Yakın Tarihteki Kültürü ve Gelenekleri, Konya 1999, s. 38, 39; Mehmet Vehbi Uysal, Karaman Folkloru Derlemeler, Karaman 1981, s. 40, 41; Özlem Varışlı Atçeken, Karaman’da Oynanan Köy Seyirlik Oyunları ve Türküleri, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya 2015, s. 97, 104, 105, 163, 164, 165; Musa Şaşmaz, Türkiye’nin İdarî Taksimatı (1920-2013), Ankara 2014, c. 8, s. 322; age c. 10, s. 178; sonuc.ysk.gov.tr erişim tarihi: 07.02.2016; www.tuik.gov.tr erişim tarihi: 05.02.2016; www.karaman.gov.tr erişim tarihi: 19.02.2016; www.bucivar.com erişim tarihi: 15.01.2017.

Uğur ERKÂN.